Önerilen Sonuçlar()
Mobil Uygulamayı İndir
QNB Invest
© 2018 QNB Invest A.Ş.
Forex analizleri, forex piyasaları hakkında QNB Invest uzmanları tarafından hazırlanan ve piyasalara yön veren kapsamlı makro analizlerdir.
Fed Başkanı Powell, ekonominin artık son derece destekleyici politikaya ihtiyacı olmadığını ve enflasyonun beklenenden daha uzun süre yüksek seyretmesi halinde zaman içinde faiz oranlarını daha fazla artırmak zorunda kalabileceklerini belirtti. Powell ayrıca ekonominin koronavirüs vakalarındaki artışı ve para politikasının sıkılaştırılmasını kaldırabileceğini ifade etti. Son dönemde Fed endişeleri nedeniyle satış baskısı altında kalan küresel piyasalar Başkan Powell’ın açıklamaları sonrasında yukarı tepki verdi. Fed bu yıl için parasal sıkılaştırmaya piyasaları hazırlamaya başladığından, bankanın bu yöndeki şahinvari söylemlerinin ve mesajlarının olumsuz etkisi zamanla azalabilir. Önümüzdeki dönemde ABD uzun vadeli tahvil faizlerinin seyrini yakından seyretmekte fayda bulunuyor. %1,8’in üzeri ile son iki yılın en yüksek seviyelerini test etmesinin ardından %1,72’nin altına yönelen ABD 10 yıllık tahvil faizinin geri çekilmesi risk iştahını desteklemesi adına önemli.
EUR/USD: ABD’de yıllık enflasyon Aralık ayında beklentilere paralel %6,8’den %7 seviyesine yöneldi. Verilerin ardından dolar küresel çapta güç kaybetme eğilimine devam etti. EUR/USD bir süredir 1,1380 olan sıkışma hareketinin direnç seviyesinde güç kaybına uğruyordu. Bu seviyenin üzerine yönelen paritede kısa vadeli görünüm güçleniyor. Paritedeki yükseliş ile dolar endeksi ise son iki ayın en düşük seviyelerine geri çekildi. Parite 1,1380’nin üzerinde ilk planda 1,1470 direncini hedefliyor.
ABD’nin Çin mallarına ek gümrük vergisi getirmesi ticaret savaşlarına yol açacağı endişelerine neden olurken, küresel risk alma iştahı zayıflıyor. ABD Başkanı Trump’ın politikalarına yönelik öngörülemezlik nedeniyle bölge borsaları önemli destek seviyelerine doğru geri çekildi. ABD endekslerinin bu destek seviyelerinin üzerinde kalması yukarı tepki ve küresel borsaların seyri açısından önemli. BIST 100 Endeksi ise dolar kurunun 4,00 psikolojik seviyesinin üzerine yönelmesinin yanı sıra yurtdışı borsalardaki aşağı yönlü hareketler nedeniyle zayıf bir seyir izliyor. Buna paralel endeks 115.000 ana destek seviyesini aşağı kırmış durumda. Endekste kısa vadede bu seviyenin altında 113.300 – 113.500 destek bölgesine doğru geri çekilmenin devamını görebiliriz. Yeniden tepki adına 115.000 seviyesinin üzeri yeniden 115.600 ve 116.500 dirençlerine yönelim açısından takip edilebilir.
Gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında değer kaybetme eğilimi gösterse de, TL bu para birimleri arasında en fazla kırılganlık göstermesi sebebiyle öne çıkıyor. TL daha fazla baskı altında iken, USD/TL kuru 4,00 olan psikoljik direnç seviyesinin üzerine yönelim gösterdi. Kısa vadede dolar kurunun bu seviyenin üzerinde kalıcı olup olmayacağı önemli olacak. 4,00’ün üzerine yerleşim halinde dolar kuru 4,04 olan tarihi zirve seviyesine doğru yükseliş gösterebilir. Kısa vadede iç ve dış dinamiklerde bir iyileşme olmadığı sürece TL’de kalıcı ve belirgin toparlanma zor gözüküyor.
Fed’in bu hafta Çarşamba günkü toplantısından önce dolar küresel çapta güçlenme gösterirken, gelişmekte olan ülke para birimleri değer kaybetme eğilimi sergiliyor.
Ancak TL, içeride enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme olmaması, Moody’s’in not indirimi, cari açıktaki yükselişin sürmesi gibi faktörlerden dolayı gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha fazla baskı altında bir seyir izliyor.
Buna göre, USD/TL kuru haftalık bazda %3 yükseliş gerçekleştirdi. Bu süre zarfında TL, hesabımızda yer alan diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinin performansının ortalamasına göre %2 görece olumsuz görünüm sergilemektedir.
Sonuç olarak;
Fed’in toplantısında yılın geri kalanı için faiz artırımına yönelik vereceği mesajlar ve buna paralel doların seyri, gelişmekte olan ülke para birimlerinin performansı üzerinde etkili olacak. Doların güç kaybetmesi halinde, TL’de son dönemde yaşanan görece zayıflığın kısmen geri alındığını görebiliriz. Ancak mevcut riskler ve kırılganlıklar nedeniyle TL’de belirgin ve kalıcı değer kazancı beklemiyoruz.
Teknik olarak; USD/TL’de 3,90 desteğinin üzerinde kısa vadeli yön yukarı gözükmekte. 3,94 desteğinin üzerinde ise 3,98 olan tarihi zirve seviyesine doğru yükseliş gösterebilir. Bu nedenle mevcut dolar pozisyonların korunmasını öneriyoruz.
2017’de makro ekonomilerine dair iyimser beklentilerin artması ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülke (GOÜ) borsaları güçlü performans gösterdi.
Özellikle de Fed’in para politikasında ölçülü şekilde sıkılaştırıcı yönde adımlar atması, agresif davranmaması nedeniyle GOÜ piyasaları faiz artırımlarına genel itibariyle olumsuz bir tepki vermedi.
Diğer yandan ABD’de büyüme iyileşmeye devam ederken, Başkan Trump’ın vergi reformunun hayata geçirilmesi ile birlikte şirket kârlılıklarının artacağına yönelik beklentiler ile ABD borsaları yükselen trendde rekor tazeleme eğilimi sergiledi.
Buna paralel olarak, MSCI GOÜ Endeksi bu yılın başından beri ortalama olarak %33, MSCI Dünya Endeksi %20 oranında yükseliş gösterdi.
Yurtiçi gündemde ise Anayasa reformu, jeopolitik gelişmeler, ABD vize krizi gibi iç odaklı gelişmeler yıl içerisinde TL ve TL varlıklarda dalgalanmaya neden oldu.
BIST 100 Endeksi yılın genelinde TL’nin dolar karşısında karşısında %8’lik değer kaybına ve faizlerde yukarı yönlü harekete rağmen, %45’lik yükseliş ile aşağıdaki grafikte bulunan GOÜ borsalarına (yerel para cinsinden) göre ilk sırada yer alıyor. Özellikle de KGF’nin katkısıyla büyümede yaşanan olumlu gelişmeler fiyatlanırken, bu durum BIST 100 Endeksi’nin yukarı yönlü hareket sergilemesinde etkili oldu.
Öte yandan yurtiçinde toplam talebin artması, gıda fiyatlarında yaşanan yükseliş ve TL’nin değer kaybetme eğilimi, enflasyonun %13 ile son 14 yılın zirvesine yükselmesine neden olurken, TL cinsi faizler bu gelişmelerin etkisiyle yükseliş eğilimi gösterdi.
2018; makro ekonomilerindeki olumlu seyir nedeniyle 2018’de GOÜ piyasalarına portföy akımları devam edebilir. Ancak 2017’deki güçlü performansın ardından yükseliş ivmesi hız kaybedebilir. Diğer yandan ABD Başkanı Trump’ın vergi reformu ile beraber şirketlerin vergi yükü azalacak. Bu durumda ABD’de işverenler daha fazla istihdam sağlama yoluna gidebilirler. Bu da talebin artmasına paralel ekonomik büyümede ve enflasyonda hızlanmaya neden olabilir. Dolayısıyla da 2017’de yükselen trendde rekor tazeleme eğilimi gösteren ABD borsalarında yükselişin devamını görebiliriz. Ancak ABD’de enflasyonun beklentilerin üzerinde ve Fed’in %2’lik hedefine yakınsaması halinde Banka’nın piyasa tahminlerini aşacak şekilde faiz artırımlarını hızlandırması GOÜ piyasaları için bir risk unsuru olabilir.