Forex Yorumları

Uluslararası piyasalarda Dolar yükselemiyor ancak Türkiye dinamiklerine bağlı olarak Dolar kuru yükselişini sürdürüyor. TL’nin faizlerinde görülen yükselişlere rağmen şu aşamada henüz belirgin bir toparlanma olmaması Türkiye’nin Almanya ve ABD’yle yaşadığı gerginliğin Rusya’yla olan ilişkilere de sıçramasından kaynaklı. Bu Gelişmeler devam ederken TL’nin değerlenmesi için seans içinde yaşanan yükselişleri takiben oluşabilecek teknik düzeltmelerle kısa aralıklı görülebilir ancak bunun dışında TL’nin gerçek anlamda değer kazanabileceği bir süreçte değiliz. Bunun için önümüzdeki hafta oluşacak gelişmeleri beklemeli.

DünAvrupa Merkez Bankası’nın verdiği faiz kararı sonrasında Draghi’nin Euro’nun geri dönülmez bir para birimi olduğunun açıklaması Fransa’nın Avrupa Birliğinden çıkmasıyla ilgili risklerin bir kısmını bertaraf etti. Bu gelişmelerle birlikte değer kazanan Euro değer kazanamayan Dolar karşısında yükseldi. Bu aşamada bugün Avrupa’dan açıklanacak dış ticaret dengesi ve ABD’den gelecek istihdam verileri paritede belirleyici rol oynayacak. Öncelikle Çin ekonomisindeki yavaşlamanın belirginleşmesi Avrupa’dan Çin’e olan ihracatın azalmasına neden olabilir. Bu durumda Euro’yla ilgili ilk belirtiler olumsuz algılanabilir. Öte yandan ABD’den açıklanacak istihdam verilerinde bakılması gereken iki veri olacak. Birincisi işsizlik oranı, ikincisiyse üretkenlik ve işçi birim maliyeti verileri. Bu veriler içinde işsizlik oranının yükselmesi veya aynı kalması durumunda Dolar gerileyebilir. Üretkenlik verilerinde bir yükseliş olursa o zaman işsizlikte gerçek anlamda bir azalma olduğu algılanır. Ancak üretkenlik verilerinde bir azalma olursa o zaman işsizlik verilerinde yükseliş olduğu düşünülebilir. Bu durumda da Euro yükselme eğilimini sürdürür. Sonuç olarak bugün ABD’den açıklanacak işsizlik ve üretkenlik verileri arasındaki ilişki senaryosuna göre hareket etmek faydalı olacaktır.

Sterlin/dolar paritesinde yavaşlayan bir hızla gerileme yaşanırken Euro’nun Sterlin karşısında değer kazanmaya devam etmesi Dolar’ın zayıf kaldığı günlerde dahi Sterlinin yükselmemesini açıklıyor. Bugün İngiltere’den açıklanacak sanayi, imalat ve inşaat üretimi verileri gelecek. Bu verilerin yükselişinde bir sınırlanma söz konusu olabilir. Öte yandan ABD’den açıklanacak istihdam ve üretkenlik verileri de belirleyici unsur olarak karşımızda. Bu gelişmelerle ilgili beklentilerime göre Sterlin cephesinden gelecek verilerin sterlin olumsuz olmayıp ancak Sterlin olumlu da algılanacak şekilde gelmeyeceğini söyleyebilirim ABD tarafındaysa işsizlik ve üretkenlik verilerinin bir arada vereceği etki Dolar olumsuz olabilir. Bu durumda paritenin düşüşlerde alınması için teknik ve temel şartların oluşabileceğini düşünüyorum.

Dolar faizlerinin yukarı yönlü hareketi Dolar/yen paritesinin yükselişini tetiklerken VIX endeksinin sınırlı yükselişi Yen’in değer kaybına devam etmesine neden oldu. Öte Yandan büyüme verileri başta olmak üzere Japonya’dan hafta içinde açıklanmış verilerin genelinde Yen olumsuz bir hava hakim oldu. Bu durum Dolar/yen paritesinin beklentiler dahilinde bir miktar daha yükselmiş olmasına neden olurken şu aşamada yeni yükselişlerin görülebilmesi için bugün ABD’den açıklanacak istihdam verilerinde Dolar olumu havanın teyit edilmesi gerekiyor. Bunun için de işsizlik verilerinin yatay yada düşük ve aynı zamanda da üretkenlik verilerinin düşük olması gerek. Bu olmadığı sürece paritenin yükselişleri 115,50 civarında satış için gerekli şartları hazırlamış olur.

Dolar faizlerinin belirgin şekilde yükselişine devam etmesi ancak aynı zamanda hisse senedi piyasalarının durgun kalıp VIX endeksinin de sınırlı artmış olması altının düşmesini tetikleyen ana unsurlar olarak karşımızda. Ne var ki bu unsurların geri dönüşü çabuk olabilir ve aynı zamanda emtia fiyatlarında da belirgin yükselişlerin oluşması için ortamın olgunlaştığı bir ortamda altının konsolide olması beklenebilir. Bugünlerde yukarı yönlü hareketleri takiben düşüler olacaktır. Ancak altını konsolidasyon sürecinde yatay dalgalanmanın biraz sürmesini bekliyorum. Bu durum bir hafta kadar sürebilir ve sonrasında altında daha belirgin yükselişler olabilir. Şu aşamada daha yatay bir ortamda hafif de aşağı meyilli bir piyasa görebiliriz.

Petrol stoklarının yükselmeye devam etmesi ve aynı zamanda son bir haftadan beri bahsetmiş olduğum taşma getirilerindeki gerilemeler petrol fiyatlarındaki düşüşü açıklar nitelikte. Öte yandan Çin ekonomisinin yavaşlama eğilimi gösteren veriler üretmesi ve petrole olan talebin şu aşamada mevsimsel olarak en düşük döneme işaret etmesi petrolü düşürebilir ancak bu düşüler orta vadeli fonlar için iyi birer alım fırsatı olarak değerlendirecektir. Bu aşamada petroldeki düşüşlerin çok uzun sürmeksizin 48,50 civarında belirginleşen alımlarla durulmasını bekliyorum.

SP 500 endeksinin düşen emtialar ve yükselen faizlere karşın yükselme eğilimini bırakmaması, hisse senedi piyasalarındaki vergi odaklı olumlu beklentilerin aşırı derecede artmış olduğuna işaret ediyor. Bu durumun sürdürülebilir olmaması durumunda ya Dolar düşecek ya da SP 500 endeksi yükselmeye devam edecek. Piyasa bunun ikisi içinde hangisinin gerçekleşeceğini bilmediğinden endekste belirsizlik devam etmekte ve bu yüzen yatay hareket sürecini görmekteyiz. Bu sürecin devam etmesi kolay değil. Zira hem faizler yükseliyor hem de emtialar baskı altında kalıyorsa SP 500 endeksinde belirgin bir volatilite oluşması için şartlar uygun halde. Bu nedenle seans içinde yaşanabilecek olası belirgin yükselişleri görmeden satış yapmamakta fayda var. Alım yapılması içi riskli bir ortamdayız.

Türkiye’nin Almanya ile olan ilişkilerinin bozulması üzerine çıkan haberler, Rusya ve ABD’nin birbirine düşman olsa da Suriye konusunda Türkiye’ye karşı bir politika izlediklerinin görülmesi Türkiye’nin risklerindeki artışı ortaya koyarken dün TL’nin genel olarak değer kaybettiği bir seans geçirdik. Bu gelişmeleri takiben TCMB’nin yakın bir zamanda yeniden faizlerle ilgili bir hamle yapması gerekebilir. Ne de olsa TL değer kaybederken sanayi üretiminde dün görülen yükseliş Türkiye’nin dış ticaret dengesini bozar nitelikteydi. Bugünlerde uluslararası hisse senedi piyasalarının düşmeyişi ancak buna karşın mal fiyatlarının düşmesi yakın bir zamanda hisse senedi piyasalarının gecikmeli olarak düşmesine neden olabilir. Bu durum genel olarak Dolar’ın düşüşüne engel olan bir faktör olduğundan kurdaki düşüşün de biraz zaman alması mümkün. Bu aşamada kurun düşüşü eğer zaman alacaksa o zaman 1-15 Şubat tarihleri arasında yaşanan bir düşüşe benzer düşüş görebiliriz. Ancak şu aşamada kısa vadede geri çekilmeler olur ancak bu geri çekilmeler sınırlı kalır. Kurdaki düşüşleri takiben 3,70 puan civarında yapılabilecek alımla en azından 50-60 puanlık bir kar elde etmenin mümkün olduğunu düşünüyorum.

Dün Almanya’dan açıklanan sanayi üretiminin beklentilerin üzerinde gelmiş olması ve ardından ABD’den açıklanan üretkenliğin yükselmemesi ve iş birim maliyetinin gerilememiş olması ABD cephesindeki enflasyon baskılarının işaretçisi oldu. Bu gelişmeler beklenen enflasyonu yükseltirken aynı zamanda faizlerde görülen yükseliş de elbette beklenen bir durumdur. Bugün Avrupa Merkez Bankasının açıklayacağı faiz kararı var. Buradan gelecek açıklamalar kısa vadede Euro’yu destekleyici nitelikte olmaz. Öte yandan Fransa’da yaklaşan seçimler ve Ulusal Cephe partisinin Fransa’da daha da güçlenmiş olması Avrupa’nın dağılmasıyla ilgili tartışmaların belirginleşmesine neden olabilir. Bu da Euro’yu belirgin şekilde baskı altında tutar. Ancak şu aşamada bir beklenti içine girmenin erken olduğunu düşünen piyasanın AMB’nin söylemlerine ve küresel ekonomik verilere göre hareket edeceğini söyleyebiliriz. Eğer bugün ABD’den açıklanacak ithalat fiyat verileri beklentilerin altında gelecek olursa o zaman euro/dolar paritesi yükselmek isteyebilir. İthalat fiyatlarının ancak belirgin bir şekilde yükselişi paritenin yükselişini sağlayabilir. Eğer orta karar bir veri gelirse o zaman paritenin yönünü mal fiyatları ve hisseler belirleyecektir. Bu durumda daha büyük bir ihtimalle paritenin yükselmesi için daha çok şansının olduğunu düşünüyorum.

Avrupa’da yaklaşan seçimlerin etkisiyle Sterlin üzerindeki yükün Euro üzerine kayacak olması Euro/sterlin paritesinin düşmesine neden olabilir. Şayet böyle bir şey olursa ki bu mümkün, o zaman sterlin/dolar paritesinin düşüşleri sınırlı olabilir. Yarına kadar İngiltere’den gelecek bir ekonomik veri açıklaması yok. Ancak yarın açıklanacak dış ticaret dengesi ve sanayi üretimi verileri Sterlinin etkilenmesine neden olabilecek öneme sahip verilerdir. Bu aşamada yarına kadar bu verilerin açıklanmasına dek sterlin/dolar paritesinin daha çok euro/sterlin ve Dolar endeksi güdümünde hareket etmesi beklenir. Hisse senedi piyasalarını düşüşlere dirençli olması ve Avrupa’daki gelişmeler göreceli olarak Sterlin’in yükselişine neden olabilir. Bu nedenle 1,2130 civarına kadar devam edecek düşüşler sonrasında paritenin yeniden yükseliş çabasına gireceğini düşünüyorum.

Dolar faizlerinin yükselmeye devam etmesi ve bu aşamada hisse senedi piyasalarının dirençli olması Dolar/yen paritesinin yükselmesine neden oluyor. Öte yandan Çin’in dış ticaret açığı vermiş olması beklentilerin çok ötesinde bir durum olması itibarıyla Yuan’ın daha da değer kaybedebilecek olması Yen üzerinde çok belirgin bir baskı yaratır ki bu da Dolar/yen paritesinin yükselişi anlamına gelir. Ne var ki ABD’nin de dış ticaret açığında görülen yükselişin ancak gecikmeli olarak etkili olabileceği gerçeği Dolar/yen paritesindeki düşüş hareketinin kısa vadede olabilmesini zora sokuyor. Bu noktada paritenin gerilemesi için Dolar faizlerinin gerilemesinden başka çare yok. Dolar faizleri kısa vadede etkili olmaya devam edeceğinden Dolar faizlerini izlemek en doğru olandır.

Dolar faizlerinin yükselmeye devam etmesi şu aşamada Dolar üzerinde çok etkili olmadı ama altın üzerinde bir satış baskısı yarattı. Aslında Dolar faizlerinin yükselişi Dolar’ı yükseltmeyişi yakın bir zamanda piyasanın kağıt varlıklardan kaçabileceğinin bir ifadesi olarak algılanabilir. Bunu Standard and Poors’un küresel ekonomik büyümeyle ilgili olan kaygılarını dile getirmesinden de görebiliriz. Diğer taraftan emtia piyasaları yeniden gündemde ve bir yükseliş sürecinin başındayız. Bu durum 2013’ten önceki dönemde olduğu gibi emtiaları ve buna paralel olarak altının yükselmesine neden olabilir. Bu noktada kritik seviyelere yakınken piyasanın altını düşüşlerini takiben alım için hazır bekleyeceğini düşünüyorum. Bu aşamada 1200 Dolar’ın hemen altındaki seviyeler kısa vadeli alım için uygun olabilir.

Dün ABD’den açıklanan petrol stok verileri, Çin’den gelen dış ticaret açığı ve Dolar’ı yükselten tüm unsurlar petrolün gerilemesine neden oldu. Petrolün son günlerde düşme eğiliminde olan taşıma getirisinin düşüyor olması dün yaşanan bu düşüşün daha bir hafta öncesinden haber verdiğini sizlerle paylaşmıştım. Şu aşamada petrolün taşıma getirisinde bir düzelme olmaması petrolün bir miktar daha düşerek 50 Dolar’ın altında ancak toparlanabileceğini gösteriyor.

ABD’de hisse senedi piyasaları alışılmışın çok dışında bir şekilde güçlü kalmaya devam ediyor. ABD’de vergilerin kesilecek olmasına karşın Fed’in faiz artıracak olması kısa vadede SP 500 için normalde tam tersi etki yapması yani düşmesi beklenirdi. Ne var ki bugünlerde piyasalarda risk artışının beklenmesine rağmen VIX endeksinin yükselmeyişi, ancak emtiaların gerilemiş olması olağan sürecin çok dışında bir duruma işaret ediyor. Emtiaların düşmeye devam edebilecek olmasıysa bugün SP 500 endeksinin yükselişleri takiben 2371 ve üzerinde satılmasına neden olabilir.

Dün Türkiye’den açıklanan hazine nakit dengesinin belirgin şekilde hazine bütçesinin olumsuz etkilendiğini gösterdi. Bununla birlikte TL faizlerindeki yukarı yönlü hareketin gerçekleşebileceği beklentisi sayesindeyse TL’nin değer kaybı yerini değer kazancına bırakmış oldu. Geçen hafta TL’nin yaşadığı değer kaybı zaten 3,68’den itibaren biraz fazla reaksiyon olarak algılanabilir. Eğer bugün açıklanacak sanayi üretimi artışı bir önceki ayın altında kalırsa, o zaman bu durum daha önce açıklanan düşük istihdam verilerini teyit eder. O zaman düşen istihdam ortamında yükselen faizler şu aşamada TL açısından kısa ve orta vadede olumlu algılanabilir. Dolar/tl’yi etkileyen unsurlar arasında bir de Dolar endeksi cephesi ve emtia fiyatları var. Dolar endeksinde görülen yükselişler emtialardaki geri çekilmelerle devam edebilir ancak bunu kısa ömürlü bir süreç olmasını bekliyorum. İlerleyen günlerde emtialarda ve Dolar’da beraber gerçekleşebilecek bir gerileme olursa o zaman kurun düşüşü gündeme gelebilir. Benim beklentim biraz gecikmeli de olsa Dolar ve emtiaların birlikte gerileyecek olmasından dolayı ilerleyen günlerde kurdaki düşüş süreci belirginleşebilir. Bugün için söylemek gerekirse çok kısa vadede yukarı yönlü hareketler görülebilir. Örneğin yeniden 3,71’e yaklaşması durumunda seans içinde 3,69 hedefli satış denemeleri yapılabilir.

Avrupa’dan açıklanan büyüme verilerinin beklentiler dahilinde gelmiş olması istikrarlı bir durumun varlığına işaret ediyor. En Azından Avrupa cephesinde işlerin kötüye gitmesine neden olabilecek bir durum olmaması dahi Euro olumlu görülürken öte yandan Dolar cephesinde dış ticaret açığının Dolar’ı olumsuz etkileneceği beklentisi dün gelen verilerle kendisini gösterdi. Yükselen petrol fiyatı ve artan ithalat nedeniyle artan dış ticaret açığı doğası gereği Dolar’ı kısa vadede olumsuz etkileyebilir. Bu aşamada yükselen Dolar faizleri bu durumu teyit etmiyor olsa da dış ticaret açığı gibi hassas bir konuda Dolar olumsuz gelişmelerin yaşanması Dolar’ı hemen olmasa da ilerleyen günlerde olumsuz etkileyebilir. Bugün için dünkü düşüşün ardından paritede bir miktar daha geri çekilmeler olabilir ancak bu sürecin çok uzun sürmeyecek olduğunu beklediğimden ilerleyen seans saatlerinde 1,06530 civarında alınabilecek bir alım pozisyonu en az 60-70 puan kadar kar üretebilir.

İngiltere’de konut fiyatlarının düşmesi ardından dünkü seansta hisse senedi piyasalarının yükselen Dolar faizlerinin de etkisiyle gerilemiş olması Sterlin açısından olumsuz bir gelişme oldu. Bu gelişmelerin aynı konfigürasyonda devam edeceğini söylemek zor. Bu açıdan bakıldığında bu hafta içinde devam eden düşüşlerin 1,21’li seviyelerde durulacağını bekliyorum. Öte yandan ilerleyen dönemde Avrupa’da seçim dalgasının gelişi yaklaşırken Euro/sterlin paritesinin bundan yukarı yönlü etkilenmesi kolay olmayacak. Bu da Sterlin/dolar paritesinin ilerleyen süreçte bir miktar da olsa toparlanması için fırsat olarak değerlendirilebilir.

Dün Japonya’dan açıklanan büyüme verilerinin beklentilerin altında kalmış olması Yen olumsuz bir gelişmeyken Dolar faizlerinin yükselmeye devam etmesi Dolar olumlu bir gelişme oldu. Bu durum karşısında gerileyen hisse senedi piyasaları VIX endeksinde az da olsa bir miktar yükselişe neden olduğundan Dolar/yen paritesinin dünkü yükselişi 114,20 civarında sınırlandı. Bugün ABD’den açıklanan son ekonomik verilere baktığımızda ABD’de dış ticaret açığının yükselmiş olması belirgin derecede Dolar olumsuz bir duruma işaret ediyor. Bu durumun ikincil etkisi Dolar/yen paritesindeki yükselişlerin zaman içinde daha da azalabilecek olmasıdır. Bu nedenle genel strateji olarak seans içinde yaşanabilecek yükselişler satış fırsatı olarak değerlendirilebilir.

Dolar faizlerinin yükselişi ve VIX endeksinin sadece belirsiz şekilde yükselmiş olması altını baskılanmasına neden olurken öte yandan emtiaların genelinde görülen satış baskısı tüm metallerde olduğu gibi altında da kendisini gösterdi. Bugüne geldiğimizde altını düşmesine neden olan unsurların yine iş başında olması şu aşamada altını neyin yükselteceği sorusunun sorulmasına neden oluyor. Ancak burada söylenebilecek şey şu ki, son bir hafta içinde bugüne kadar altının düşmesine neden olan unsurların ortadan kalkabilecek olması bugün ya da bugünden sonra altının bir miktar yükselebileceğine işaret ediyor.

Bugün açıklanacak petrol stokları verisinin daha önceki haftalarda olduğu gibi yükselmeye devam edebilecek olması petrolün fonlar tarafından satılmasına neden oluyor. Öte yandan petrolün taşıma getirisinin son günlerde gerilemiş olması ve bu sürecin şu aşamada da hala devam etmesi petrolün yükseliş potansiyelinin azalmaya devam etmesine neden oluyor. Bugün petrolün yükselmesi için Dolar’ın düşmesi ve petrol stoklarının belirgin bir gerileme göstermiş olması lazım. Oysa böyle bir gelişmenin bugün için gerçekleşme olasılığını zor görüyorum. Bu nedenle petrolün baskı altında kalmaya devam etme olasılığı nispeten daha yüksek.

Dolar faizlerinin yükselmeye devam etmesi ve aynı süreçte ABD’de artan petrol ithalatı nedeniyle Dolar’ın baskı altında kalmaysa devam etmesi ABD ekonomisinin gerçek anlamda bir iyileşme sürecinde olduğu meselesinin sorgulanmasına neden oluyor. Dışarıdan bakıldığında düşmesi beklenen vergiler ve ABD’de istihdam piyasasının gelişmekte olması SP 500 açısından olumlu bir durum. Ne var ki bütün bu gelişmeler gerçek anlamda iyileşen bir ekonomiye işaret etmediğinden bugünlerde fonlar SP 500 endeksi ya da hisse senedi alımlarını sorgulamaya başlayabilirler. O zaman SP 500 endeksi ilerleyen günlerde baskı altında kalmaya devam edebilir. Bu nedenle genel olarak yükselişlerde satış denemeleri yapmanın faydalı olabileceğini düşünüyorum.