Dolar / Türk Lirası Yorumları

Türkiye’de son günlerde ekonomi adına gelişmelerin oldukça olumsuz olduğu dün açıklanan işsizlik verilerine de yansıdı. Öte yandan Dolar’ın uluslararası piyasalarda değer kazanma eğiliminin devam ettiği bir seans yaşadık. Bu gelişmelerin TL’yi düşürücü etkisi devam ederken kurun da zirve seviyelerde olması şaşırtıcı değil. Son dönemde hisse senedi piyasaların yükselişi ve aynı zamanda petrolde yaşanan artış beraberinde bugün ABD’den açıklanacak enflasyon verilerinin de yüksek gelebileceğine dair beklentileri güçlü tutuyor. Hal böyle olunca Dolar faizleri ve TL faizleri arasındaki makasın daha da açılacak olduğu beklentisi kurun yükselişleri için zemin hazırlarken kısa vadede bu durum farklı. Kısa vadede yükselmiş hisselerin Dolar üzerinde çok kısa vadede satış baskısı yaratabilecek olması bugün bir ara kurun düşmesine neden olabilir. Bu durumda seans içinde yaşanabilecek yükselişler yatırımcılar tarafından çok kısa vadeli ve kısa metrajlı satış fırsatı olarak değerlendirilebilir.

Türkiye’nin uluslararası piyasalardan olumsuz ayrışması ve Dolar’ın birçok para birimine karşı yükselmiş olması Dolar kurunun da yükselmesine neden oluyor. Bu ortamı yaratan ana faktör Türkiye’nin risk algısına karşın TL faizlerinin bu riski yansıtmayışı olduğundan yabancı yatırımcılar TL’de istedikleri volatiliteyi yakalamadıklarından piyasaya girmeye çekiniyorlar. Gerçek şu ki yabancı yatırımcılar Türkiye’ye faiz yüksek diye gelmezler. Onların ama yüksek faizin neden olduğu volatiliteden faydalanmak üzere geldikleridir. Dolayısıyla TCMB’nin yakın zamanda faiz artırımından yana olmayacağını ve bu durumun da bugünkü konjonktürden farklı olamamasından dolayı kurun gerileyebilmesi için Dolar’ın uluslararası piyasalarda düşmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugünlerde Dolar uluslararası piyasalarda teknik bir geri çekilme yapabilir. Bu da kurun 3,30 civarından gerilemesi anlamına gelir.

Dolar faizlerinin yükselme eğiliminde kalmaya devam etmesi ve Fed’in Aralık ayında faiz artırabileceğine dair beklentilerin daha da güçlenmesi TL’nin değer kaybetmesi için yeterli ortamın oluşmasına neden oluyor. Öte yandan TCMB’nin faiz indirim politikasının devam ettiği bir süreçte ekonomik bir kriz beklenmese de finansal açıdan Türkiye’ye olan para akışında bir sınırlanma olabilir. Bu da düşüşlerde Dolar/TL’nin alınması gerekliliğini ortaya koyuyor. Burada düşüşlerde alınırken oluşabilecek tek risk TCMB’nin kurun yükselmeye devam etmesinde müdahale etmesi olur. Bu tür bir beklenti konuşulmasa da kurdaki yükselişin kalıcı olması enflasyon baskılarını da beraberinde getireceğinden TCMB’nin bunu düşünmesi de ihtimaller dahilinde olabilir. Bu nedenle alım yaparken dikkatli kısa metrajlı pozisyon taşımalı.

ABD’deki başkanlık seçimiyle oluşan yukarı yönlü volatilitenin etkisi kurun bugün de yükselmesine neden oluyor. Öte yandan bugün Türkiye’den açıklanacak cari işlemler dengesinin beklenenden açık verme ihtimali var. Hem ekonomik büyümedeki atılımlar hem de doların yükselmiş olması Türkiye’de artan enflasyonla birlikte bugün açıklanacak cari işlemler dengesinin belki de 2 milyar doların bile üzerinde olabileceğini gösteriyor. Bu durumda düşüşlerde alım yapılabilir ancak verinin beklentilerin altında kalması durumunda satış denemeleri yapılabilir.

Trump’ın başkan olmasıyla yeni döneme rekor kırarak yükselen hisse senetleri beraberinde Dolar faizlerinin de çok hızlı bir şekilde yükselmesine ve kurun da buna bağlı olarak 2,30’un üzerinde çıkarak yeni rekorlar kırmasına neden oldu. TL’deki değer kaybı ilerleyen günlerde de dalgalanmalar eşliğinde devam edecek. Ancak bu arada emtia fiyatlarındaki yükseliş ve VIX endeksindeki düşüş küresel para hareketinin birazının da olsa Türkiye’ye girmesi anlamına geleceğinden ilerleyen günlerde yükselişlerin aynı hızda devam etmesi kolay olmayacak. Bu nedenle yükselişler genel olarak satış fırsatı olarak değerlendirilmeli.

ABD seçimleri sonrasında Dolar faizlerinin her vadede aynı büyüklükte düşüş göstermiş olması Dolar’ın satış baskısı altında kalışını açıklayan en önemli unsur. Hatta öyle ki Dolar gerilerken hisselerin de geriliyor olması bu durumu açıklayan en önemli gelişmelerdir. Bu konjonktür içinde TL’nin değer kazanması elbette mümkün değildi. Zira bunu önceki bültenlerde de yazdım. Trump’ın seçimi kazanması Türkiye açısından olumsuz olmayacaktır. Petrol fiyatları yükselecek ve bu durum Türk piyasaları açısından para akışı anlamında Türkiye’ye kısa ve orta vadede destek olacaktır. Ne var ki enflasyon baskıları da oluşacağından TCMB’nin düşük faiz politikasından vaz geçecek olması TL’nin değer kaybını azaltır. Bu görüşlere bağlı olarak kısa vadede 3,30’a çıkmış Dolar’ın gerileyip 3,18’lerde denge bulacağını düşünüyorum.