Dolar / Türk Lirası Yorumları

TCMB’nin Perşembe günkü faiz kararı öncesinde Türkiye’nin büyümesi, enflasyonu ve dış ticaret açığıyla ilgili veriler açıklanacak. Bugün Türkiye’nin açıklayacağı dış ticaret açığı verileri ve ekonomik büyüme verileri birbirinden ayrışırsa yani dış ticaret açığı beklenenden az, büyüme verisi beklenenden fazla olursa o zaman TL’nin daha fazla değer kazanması için imkân oluşur. Daha sonra hafta içinde Türkiye’den açıklanacak olan enflasyon verilerine bakılmalı. Enflasyon verilerinin düşük olması durumundaysa TL daha da güçlenir. Bu arada TCMB’nin sıkı para politikasına devam edeceği yönündeki söylemlerin TL’nin güçlü olmasın sağlayacak bir diğer unsur olur. Bu olumlu baz senaryodan yola çıkarak yukarıda açıkladığım ekonomik ve finansal verilerle ilgili farklı bir durum ortaya çıkacak olursa o değişimlere göre piyasa kurun fiyatlanmasını sağlayacaktır. Öte yandan Dolar’ı uluslararası piyasalardaki hareketi de çok önemli. Bu nedenle Avrupa ve ABD’den açıklanacak ekonomik verilere de dikkat etmeli. Özellikle Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankasının vereceği faiz kararları Dolar TL paritesi üzerinde de etkili olacaktır.

Reza Zarrab davasıyla ortaya atılan iddiaların TL olumlu gelmeye devam etmesi kolay olmadığından bugünden itibaren Dolar’ın yukarı yönlü hareket etmesi muhtemel. Dolar’ın uluslararası piyasalarda yükselebileceği bir dönemdeyken TL olumlu gelişmelerin olmayışı yakın zamanda Dolar kurunun düşmeye devam etmesi için çok fazla bir nedenin kalmadığını gösteriyor. Bugün Türkiye’den açıklanacak sanayi üretimi verileri beklentilerin üzerinde gelecek olursa, bunun TL üzerindeki etkisi olumsuz olur yani kur yükselir. Zira sanayi üretiminin artışı ithalatın arttığı olarak algılanacağından kurun yükseldiği bir dönemde artacak maliyetler düşünüldüğünde kurun neden yükselemeyecek olduğu görülür. Sanayi üretimi düşük gelirse, o zaman kurda yükselişler çok sınırlı kalacaktır.

Türkiye’de beklenen yıllık enflasyon beklentisi yaklaşık %11’ken yıllık faizlerin %13 civarında olması Türkiye’nin risk primindeki artışın durduğunu hatta gerilediğini gösteriyor. Bu gelişmenin son bir hafta içinde daha belirgin olması Türkiye’ye olan güvenin arttığını ve para girişinin hızlandığının bir göstergesi olarak düşünülebilir. Şu aşamada bu gelişmenin yavaşlamış olması ve Türkiye’nin karşı karşıya olduğu siyasi, ekonomik ve jeopolitik riskler düşünüldüğünde kurdaki düşüşün bir miktar daha devam etmesinin ardından belirgin yükseliş hareketinin görülmesi muhtemel. Bu durumda paritenin bir miktar daha gerilmesiyle yapılacak alımlarda para kazanma ihtimali daha önceki günlere göre daha fazla.

Son günlerde Türkiye’ye para girişinin artmış olması TL’nin değer kazanmasına devam ederken Dolar’ı güçlendiren gelişmelerin de varlığı bugünlerde düşüşlerde Dolar kurunda alım yapılmasını gerektiriyor. Bugün ABD’den açıklanacak ekonomik veriler ABD’deki enflasyon baskılarının açıklanmasıyla yakından ilişkili olduğundan özellikle üretkenlik verisinin beklentilerin altında gelmesi Dolar endeksini yükseltebilir. Böyle bir durumda Dolar’ın uluslararası piyasalarda yükselmesi durumunda Dolar kurunda da yükseliş kaçınılmaz olur. Diğer şartlarda kur yatay kalır.

Dolar kurunun düşüşü Dolar faizlerinin yükselişine, TL faizlerinin düşüşüne ve daha da önemlisi bir yıllık enflasyon beklentilerinin artışına rağmen gerçekleşti. Dün de bahsettiğim gibi TL’nin iyi denilebilecek alım seviyesinin 3,88 civarında olmasının ardından bugün Dolar kurunda alım denemeleri yapmak mantıklı görülüyor. Zira hem Dolar endeksinin yukarı yönlü bir düzeltme yapması beklenirken aynı zamanda bugün ABD’den açıklanacak ISM verileri sayesinde Dolar faizlerinin yükselme eğilimini devam ettirebilecek olması Dolar kurunun kısıtlı geri çekilmelerinde dahi alımını mantıklı kılıyor.

Bugün Türkiye’den açıklanacak yıllık enflasyon verileri baz etkisi nedeniyle %11,50’den %7,5 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Bu durumda Dolar’ın fiyatı zaten bu enflasyon verisine ve diğer gelişmelere göre fiyatlanmışken son günlerde yapılan vadeli Dolar kuru ihalelerinde ortaya çıkan yüzde 13’lük zımni faiz seviyesi beklenen %7,5 enflasyonla karşılaştırıldığında beklenen reel faizin aradaki fark olan %4,5 olduğu düşünülebilir. Böyle bir piyasa beklentileri ortamında TL’nin reel faiz beklentileri bu denli yüksekken ya kurun seviyesi aşırı yüksek ya da %4,5 olan beklenen reel faiz hala yeterli değil. Hal böyle olunca uygun faiz fiyatlamasını yapmaya çalışan piyasalar şu aşamada TL’nin zayıflamasına işaret etmekte. Bu durumda kurun düşüşlerde alınmasının faydalı olacağını düşünürken iyi alım seviyesinin 3,90 altındaki ilk hedef olan 3,8830 olduğunu ve hafta içinde bu seviyenin hedeflenmesiyle alım yapılmasının mantıklı olacağı kanaatindeyim.