Önerilen Sonuçlar()
Mobil Uygulamayı İndir
QNB Invest
© 2018 QNB Invest A.Ş.
Cuma günü (3 Şubat) açıklanacak ocak ayı enflasyon verisinin piyasa medyan beklentisi olan %3,8’in üzerinde %4,4 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Beklentimize paralel bir gerçekleşme durumunda yıllık enflasyon %64,27’den %54,31’e gerilemiş olacak.
Öncü bir gösterge olan ve İTO’nun yayınladığı Perakende Satış Endeksi'ne göre aralıkta İstanbul enflasyonu bir önceki aya göre %5,94 artış gösterdi. Böylece, yıllık fiyat değişim oranı %93’ten %79,7’e geriledi. Verinin kırılımına baktığımızda en çok dikkat çeken gelişme bazı hizmet kalemlerinde yaşanan %15 ile %24 arasında yaşanan artıştı. Örneğin, dışarıda yenen yemek hizmeti %15 oranında artarken, ulaştırma hizmetleri %24 oranında, sağlık ve kişisel bakım harcamaları %15 ve diğer harcamalar %14,7 oranında artış gösterdi. Bu yükselişin yıl başında asgari ücrete (ve doğal olarak genel ücret seviyesine) gelen %55 artış kaynaklı olduğunu değerlendiriyoruz. Ayrıca, bu gerçekleşme yılın ilk çeyreğinde hizmet fiyatlarının birikimli olarak %15-20 arasında artmasına dair beklentimizi destekliyor. Keza, 2023 yılı enflasyon beklentimizi etkileyen ana faktör işçilik ücreti artışları oldu. Ek olarak, hizmet enflasyonun en büyük bileşeni olan kira enflasyonu da sert bir şekilde yükselme eğilimi gösteren konut fiyatlarını takip ederek 2023’te de 2022’nin ikinci yarısında olduğu gibi yüksek bir artış gösterebilir. Yüksek kira ve kira hariç hizmet fiyatlarındaki artış ile beraber 1Ç23 sonrasında yıllık hizmet enflasyonunun %60’larda dalgalanma ihtimali olduğunu değerlendiriyoruz.
Mal fiyatlarına imalat penceresinden baktığımızda ocakta ve şubatta doğalgaz ve elektrik fiyatlarına gelen indirime rağmen, işçilik ücretlerinde yaşanacak artış 2023 boyunca imalat fiyatlarını yukarı çekmeye devam edeceğini değerlendiriyoruz. Ayrıca, 2022’nin ikinci yarısında imalatçı, toptan ve perakende şirketlerinin giderek daha sınırlı stok ile çalıştığını, dolayısıyla, yeni yılda yeni üretim maliyetlerinin tüketici fiyatları üzerinde baskı oluşturabileceğini düşünüyoruz. Keza, enerji fiyatlarında gerilemeye rağmen aralık ve ocakta ithalat 33 milyar mertebesine yükseldi. Her ne kadar bu aylar mevsimsel olarak ithalatın yoğun olduğu aylar olsa da enerji ve altın hariç ithalatın, dolayısıyla stok seviyelerinin yükselme eğiliminde olabileceğini değerlendiriyoruz. Üretici ve tüketici fiyatlarını arttırıcı yönde etkileyebilecek diğer faktör ise EUR/USD, dolayısıyla EUR/TRY kurundaki artış. Kasım ayı başından bugüne kadar EUR/TRY kurunun %15 artış gösterdiğini gözlemliyoruz. Bu artışın bir kısmının 1Ç23’de dayanıklı mal fiyatlarına yansıma ihtimali olduğunu değerlendiriyoruz.
Talep görünümüne baktığımızda, Merkez Bankası’nın yayınladığı çıktı açığı göstergeleri iktisadi faaliyetlerin 2021’den bu yana potansiyelinin üzerinde seyrettiğine işaret ediyor. GSYH hesabında yer alan yerleşik hane halkı tüketimine baktığımızda da uzun yıllar trendinin yaklaşık %15-20 üzerinde seyrettiğin gözlemliyoruz. Ayrıca, güncel kart harcamaları ve kredi kartı borç stoku verileri de hacimsel olarak kayda değer bir büyüme trendine işaret ediyor. Keza, hane halkı gelirleri de %55 asgari ücret artış ve nispeten güçlü istihdam ile beraber artmaya devam ediyor. Güçlü tüketim talebi, hane halkı gelirindeki artış ile beraber fiyatlama davranışları ve beklentilerde yaşanan bozulma bir süre daha devam edebilir.
Ocakta %54’e gerilemesini beklediğimiz yıllık manşet enflasyonun martta %49’a, haziranda ise %45’e gerilemesini bekliyoruz. Ancak, yatay seyreden USD/TL döviz kuru ve özellikle imalat ve ticari kuruluşlara satılan enerji birim fiyatlarındaki düşüş 2Ç23’e ilişkin enflasyon tahminimiz üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor. Dolayısıyla, döviz kurunun şubatta da yatay seyretmesi durumunda beklediğimiz enflasyon patikasını güncellemek zorunda kalabiliriz. Döviz ve enerji fiyatlarının mart sonrası yatay devam ettiği bir senaryoda yıllık enflasyon haziran itibarıyla yüksek %30’lu seviyelere gerileyebilir. Öte yandan, her halükarda hizmet enflasyonundaki katılık, güçlü tüketim ve üretici maliyetlerindeki artışın tüketici fiyatları üzerindeki olası gecikmeli etkilerinin devamı dezenflayonist sürecinin kalıcılığı üzerinde soru işareti yaratıyor.
Fed beklentilere paralel 25 baz puan artırım ile politika faiz oranı aralığını %4,50-%4,75 bandına yükselti. Hatırlanacağı üzere Fed Başkanı Powell geçtiğimiz kasım ayında yaptığı açıklamada; faiz artırım hızını ya aralık ya da şubat ayında azaltmaya başlayabileceklerinin sinyalini vermiş ve verilerin seyrine bağlı olarak karar vereceklerini belirtmişti. Geçtiğimiz yıl ağırlıklı olarak 75’şer baz puanlık faiz artırımı gerçekleştiren Fed, ABD’de son aylarda enflasyonda düşüşün hızlanması ve bazı ekonomik verilerde görülen yavaşlama ile aralık ayında faiz artırım hızını azaltmaya başlamıştı. Buna paralel Fed aralık ayında 50 baz puanlık artırımının ardından dün akşam 25 baz ile hızını daha da azaltmış oldu. Faiz kararı ile verilen mesajlara baktığımızda; Fed Başkanı Powell enflasyon ile mücadele kapsamında para politikasının bir süre daha kısıtlayıcı kalması gerektiğini ve henüz yeterince kısıtlayıcı politika seviyelerinde olmadığını açıkladı. Ancak Powell para politikasını aşırı sıkılaştırmak istemediklerini, aşırıya kaçmaları halinde ise bunu düzeltmek için de araçları olduğunu belirtti. Powell mart ayı için ise faiz artırım patikası hakkında henüz karar almadıklarını ve verilere bağlı olarak hareket edeceklerinin mesajını verdi. Faiz artırımın boyutu piyasalar için sürpriz olmasa da Fed’in geçtiğimiz dönemlerde olduğu kadar sıkı para politikasını sürdürmemesi risk iştahının seyri açısından olumlu. Buna paralel ABD borsaları kararlara olumlu tepki gösterdi. Öte yandan satış baskısının ileri taşınması ile BIST devre kesici uygulaması ile karşılaştı. Endeks 4870 desteğini aşağı kırarken, temmuz ayından başlamak üzere oluşan yükselen trendinin altına geri çekildi. Endeksin haftalık kaybı %12,2 oranına ulaşmış durumda. Aşağı yönlü trendde hareket eden endekste zayıf görünüm korunuyor.. Fed sonrası oluşan olumlu havadan endeks destek bulma çabası gösterebilir. Endekste henüz yön tayin olmadığından ve dip oluşumu gerçekleşmediğinden bugün de hareketli bir gün olabilir; temkinli olmakta yarar bulunuyor. 4600 önceki dip seviye olup, ana destek olarak takip edilebilir. Endeksin bu seviyenin üzerinde kalabilmesi ikili dip formasyon oluşumu ve yeniden yukarı tepki için önemli. 4870 ve 4955 direnç haline geldi. Bugün ayrıca ECB ve BoE faiz kararını açıklayacak; politika faiz oranlarında 50’şer baz puanlık artırım bekleniyor.
BIST 100 Endeksi’nde aşağı yönlü trendde seyir devam ederken, düzeltme hareketi henüz sona ermedi. Endeks düşüş hareketinin başladığı noktadan; haftalık bazda %6 civarında düşerken, XBANK’taki geri çekilme %10,5 oranında gerçekleşti. Buna paralel endeksteki düşüşe XBANK’ın öncülük ettiğini söyleyebiliriz. Bu hafta içerisinde açıklanacak banka bilançoları endeks üzerinde etkili olabilir. Bankacılık endeksi geçtiğimiz haftaki satış baskısı sonrasında eylül ayından bu yana oluşan kanalın alt bandına doğru yönelmiş durumda. Bankacılık endeksi trend desteğine doğru geri çekildiğinden bu kanalın içinde kalması için yukarı tepki göstermesi gerekiyor.
Banka hisselerinde toparlanmanın yaşanması halinde ise endekste destek çabası görebiliriz. Buna bağlı olarak endekste banka hisseleri kanalından yukarı yönlü hareketler ve dolayısıyla da toparlanma yaşanabilir. Endekste henüz yön tayin olmadığından ve dip oluşumu gerçekleşmediğinden bugün de hareketli bir gün olabilir; temkinli olmakta yarar bulunuyor. Özellikle de seçim öncesi dönemde aşağı ve yukarı hareketlere bağlı olarak volatilite geçtiğimiz aylara göre daha yüksek kalabilir. Endeksin ilk etapta 5020 olan önceki dip seviyenin üzerinde kalması yukarı tepkinin oluşması ve satış baskısının ileri taşınmaması için önemli. 5233 direncinin aşılması ise yükselişin ivme kazanması için takip edilebilir. Haftanın devamında ise küresel piyasalarda; Fed ve ECB’nin faiz kararı hareketliliğe neden olacaktır.
BIST 100 Endeksi haftalık bazda %10,5 ile güçlü bir performans gösterirken, bu ay ortasında yaşanan kayıpların büyük bir kısmını geri aldı. Ancak endeks kısa vadeli yükselen trenddeki hareketin ardından yeni haftada 5567 civarında kâr satışları ile karşılaştı. Endeksteki geri çekilmeyi bu aşamada düzeltme hareketi olarak görürken, normal karşılıyoruz. Endeksin ilk etapta 5310 desteğinin üzerinde kalması öne çıkıyor. Ancak 5310’un aşağı kırılması halinde satış baskısı artabileceğinden bu seviyeyi yakından takip etmekte yarar bulunuyor. Aksi halde 5258 desteğine doğru geri çekilebilir. 5424’ün üzeri ise yeniden 5567 direncine yönelim için takip edilebilir. Gün içi hareketlilik önümüzdeki dönemde siyasi haber akışı ile yüksek olabilir. Aşağı ve yukarı yönlü hareketlerin daha belirgin gerçekleştiğini görebiliriz. Buna paralel endekste yüksek volatiliteye karşı temkinli olunmalı görüşündeyiz.
Altın ons tarafında ise; merkez bankalarının altın alma eğilimi ve doların güç kaybetmesi altın ons fiyatlarını destekliyor. Altın onsta 1938 dolar ilk planda direnç iken, bu seviyenin aşılması ile 1950 dolar direncine doğru yükseliş gösterebilir. 1890 dolar destek olarak izlenebilir; bu seviyenin üzerinde kısa vadeli görünümün olumlu olduğunu söyleyebiliriz.
TCMB geniş kesimlerce beklendiği üzere haftalık repo faiz oranını üst üste ikinci PPK toplantısında %9 ile sabit bıraktı.
Daha önceki metinde yer alan ve faiz indiriminin sebebini özetleyen bölümün aynı şekilde korunduğunu gözlemliyoruz: “Azalan dış talebin toplam talep koşulları ve üretim üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi ile arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliği açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.”
Öte yandan, TCMB’nin büyüme konusunda önceki karar metnine kıyasla daha az endişeli olduğunu değerlendiriyoruz. Bir önceki karar metninde “yılın son çeyreğine dair öncü göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlama eğiliminin sürdüğüne işaret etmektedir.” ifadesi yer alırken, bugünkü karar metninde şu ifade yer aldı: “Yılın son çeyreğine dair göstergeler ise zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümedeki yavaşlama eğiliminin iç talepteki görece güçlü seyir ile telafi edildiğine işaret etmektedir.” İki cümle arasında ufak bir nüans olsa da Merkez Bankası’nın iç talebin dış talepteki zayıflamayı telafi edildiğini görmesinin bankanın büyüme görünümüme dair endişelerini azalttığı yönde değerlendiriyoruz. Keza, kendi değerlendirmemiz de iç talebin, özellikle hane halkı tüketiminin oldukça güçlü seyrettiği yönde. Ayrıca, bu yüzden bir önceki karar metninde yer alan “Kurul, mevcut politika faizinin küresel talebe ilişkin artan riskleri dikkate alarak yeterli düzeyde olduğunu değerlendirmiştir.” ifadesinin bugünkü karar metninde yer almadığını değerlendiriyoruz.
TCMB’nin son dönemde attığı adımlara baktığımızda, daha çok gündeminin son haftalarda ivme kazanan kredi büyümesinin yurt içinde döviz arz-talebi üzerindeki potansiyel etkileri olduğunu değerlendiriyoruz. TCMB’nin son dönemde attığı adımlara baktığımızda i) menkul kıymet tesis oranı yüzde 5’ten yüzde 10’a yükseltilmişti, ii) gerçek ve tüzel kişi için Türk lirası paylarında yüzde 60 hedefini aşan bankalara menkul kıymet tesis oranının indirimli olarak uygulanmasına, iii) 3 aydan uzun vadeli Türk lirası mevduat için zorunlu karşılık oranlarının yüzde sıfır olarak belirlenmesine, ve iv) yurt dışından doğrudan temin edilen 6 aydan uzun vadeli yabancı para yükümlülüklerdeki artış için 2023 yıl sonuna kadar zorunlu karşılık oranlarının yüzde sıfır olarak uygulanmasına karar vermişti. TCMB’ benzer adımları atmaya devam edeceğini “parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir” ifadesiyle anlayabiliyoruz.
Metinde dikkatimizi çeken diğer bir değişiklik ise yaklaşık bir senedir karar metinlerinde yer alan enflasyon görünümü ile ilgili geniş değerlendirmenin yerini kısa bir cümlenin alması oldu. Önceki metinlerde çeşitli nedenlerle “dezenflasyonist sürecin başlayacağını” öngörmekte olan Merkez Bankası’nın bugünkü metinde değerlendirmesi şu şekilde oldu: Sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmıştır. Metindeki bu değişikliğin sebebinin ise yıllık enflasyonun baz etkisinin de önemli etkisiyle ekim ayından bu yana gerilemeye başlaması olduğunu değerlendiriyoruz.
Grafik 1 – Yıllık TÜFE & TCMB Ort. Fonlama Faizi
Bu ayın ilk haftasından bu yana satış baskısı altında olan BIST 100 Endeksi, uzun aranın ardından yönünü yukarı çevirdi. 4600 olan dip seviyesine sert geri çekilme sonrasında endekste tepki çabası yaşandı. BIST 100 Endeksi haftaya olumlu başlarken, günü %4,5 oranında yükselişle tamamladı. 5091 olan direncin aşılması ile birlikte endekste kısa vadeli görünüm güçlendi. BIST bu dönemde daha çok kendi iç dinamiklerimize göre hareket edebilir. Kısa vadede endeksin destek seviyelerinin üzerinde kalması yükseliş eğiliminin korunması için öne çıkıyor. Son dönemdeki sert dalgalanmanın ardından endekste denge oluşana kadar temkinli olmakta yarar bulunuyor. Her ne kadar endekste kısa vadeli görünüm güçlenme eğilimi gösterse de, ara ara yükselişlerin ardından kâr realizasyonlarının geldiğini de görebiliriz. Endekste kısa vadede 4925 desteği genel olumlu görünümün korunması açısından takip edilebilir. 5091 destek haline gelirken bu seviyenin üzerinde kısa vadeli yön yukarı görünüyor. 5187’nin üzerinde kalındığı sürece ise 5420 direncine doğru yükselişin devamını görebiliriz. 4925 desteğinin üzerinde trade fırsatlarının değerlendirilebileceğini düşünüyoruz.
ABD’de Aralık ayı enflasyon verileri açıklandı. Buna göre; yıllık manşet enflasyon %7,1’den %6,5’e, çekirdek enflasyon ise %6’dan %5,7 seviyesine geri çekildi. Rakamlar son bir yılın en düşük seviyelerine işaret ederken, negatif aylık enflasyon Mayıs 2020’den bu yana görülen ilk negatif aylık enflasyon oldu. Fed bir yandan faiz artırımı gerçekleştirirken, diğer yandan bu durumun enflasyon rakamlarına yansıması olumlu olarak değerlendirilebilir. Enflasyonun yavaşlaması; Fed’in bundan sonraki süreçte sıkı para politikasını eskisi kadar agresif gerçekleştirmeyebileceğine yönelik beklentilere neden oluyor. Şubat ayı için Fed’in faiz artış hızını daha da azaltacağına yönelik tahminler fiyatlanmaya başlandı. Şubat ayı toplantısında 25 baz puanlık faiz artırım tahmini öne çıkarken, Mart ayında Fed’in beklemede kalabileceği de beklentiler arasında bulunuyor.
Yurt dışı tarafta gelişmeler bu şekilde iken, BIST kendi dinamiklerimize göre hareket ediyor. Endekste gün içi volatilite oldukça yüksek. Aşağı ve yukarı sert hareketlerin yaşandığını, görünümün toparlanma eğiliminde iken, endeksin gün içerisinde sert bir şekilde geri çekildiğini görüyoruz. Endeks dün yaklaşık olarak toplamda %8’lik bir marjda hareket etti. Önümüzdeki dönemde seçime yönelik haber akışı ve beklentiler BIST üzerinde oynaklığa neden olabilir. Kısa vadede ise endeksin destek seviyelerinin üzerinde kalması yukarı tepki göstermesi açısından öne çıkıyor. Son dönemdeki sert dalgalanmanın ardından endekste dip oluşumu gerçekleştiğinden emin olana ve denge oluşana kadar temkinli olmakta yarar bulunuyor. Aşağı ve yukarı hareketlerin dengeye oturması halinde endeksin görünümünün netleştiğini görebiliriz. Endekste 4600’ün önemli destek haline geldiğini ve bu seviyenin üzerinde kalması satış baskısının ileri taşınmaması açısından önemli olduğunu belirtelim.