Önerilen Sonuçlar()
Mobil Uygulamayı İndir
QNB Invest
© 2018 QNB Invest A.Ş.
ABD’de salgının yayılma hızında artış devam ederken, alınan kısıtlayıcı önlemler ile birlikte ekonomik aktivitede yeniden yavaşlama yaşanabilir. Dolayısıyla da önümüzdeki dönemde Fed’in düşük faiz politikası yaklaşımının devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. ABD seçim sonuçları netlik kazanmazken, Demokrat aday Biden seçimi kazanmaya yaklaşmış durumda. Trump, başkanlığı sırasında faizlerin düşürülmesi yanlısı bir tutum sergilerken, Biden’ın seçilmesi halinde Fed’in para politikasına yönelik yaklaşımı takip edilecek. Piyasalarda seçim sonuçları odak noktası iken, Fed toplantısının arka planda kalacağını düşünüyoruz.
Mevcut durumda Demokratların Kongre, Senato ve Başkanlığı aynı anda kazandığı “Mavi Dalga” ile seçimleri kazanması beklenmiyor. Senato’da Cumhuriyetçiler’in çoğunluğu koruması tahmin edilirken, her iki kanadı da elinde bulundurmaması Demokrat’ların geçirmek istedikleri mali teşvik paketi önünde önümüzdeki dönemde engel oluşturabilir. Küresel piyasalar Biden’ın başkanlığını ekonomik teşvik yanlısı tutumu dolayısıyla bu aşamada olumlu fiyatlıyor. Ancak seçimler öncesinde ekonomik paket ile ilgili bir türlü anlaşmaya varamadıklarından, bu konunun önümüzdeki dönemde çözüme kavuşturulması belirsizliğin ortadan kalkması ve küresel risk alma iştahının devamı açısından önemli.
Yurtiçi piyasalara bakıldığında; TL’de volatil seyir devam ederken, BIST 100 Endeksi yurtdışı borsalara paralel yükselen trendde güçlü seyrine devam ediyor. Endekste 1162 desteğinin üzerinde kalınması kısa vadeli olumlu görünümün korunması açısından öne çıkıyor. 1088 seviyesinin üzerinde 1204 hedef direnç seviyesi olarak takip edilebilir.
TCMB PPK politika faiz oranında 150-200 baz puanlık artırım beklentilerinin aksine, faizi %10,25 seviyesinde sabit tutma kararı aldı. TCMB toplantı metninde, enflasyonun öngörülenden daha yüksek bir seyir izlediğini, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla finansal koşullarda belirgin bir sıkılaşma sağlandığını belirtti. Bu doğrultuda TCMB, politika faizinin sabit tutulmasıyla birlikte, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar likidite tedbirlerinin sürdürülmesine karar verdiğini açıkladı.
TCMB likidite tedbirlerinin sürdürülmesine yönelik olarak para politikası operasyonel çerçevesinde değişikliğe giderek; geç likidite penceresi işlemlerinde uygulanacak TCMB borç verme faiz oranı ile gecelik borç verme faiz oranı arasındaki farkın 300 baz puan olarak belirlenmesi şeklinde karar aldı. Bu kararı detaylandıracak olursak; geç likidite penceresi borç verme faiz oranı %13,25’te iken, gecelik borç verme faiz oranı %11,75 seviyesinde. Yani her iki faiz oranı arasında 150 baz puanlık fark bulunuyor idi. Bugünkü toplantıda gecelik borç verme faizi %11,75’te sabit kalırken, aradaki farkın da 300 baz olan belirlenmesi ile birlikte geç likidite penceresi faiz oranı %14,75 seviyesine yükseliyor olacak. Merkez bankasının 1 aylık repo ihalelerine de devam edeceğini düşünürsek ortalama fonlama maliyeti önümüzdeki dönemde %12,50 civarından %13,50-%14,00 bandına yükselebilir. Dolayısıyla da TCMB’nin esnekliği artırarak likidite koşullarında ek sıkılaştırma yönünde adımlar attığını söyleyebiliriz.
Politika faiz oranında beklentilerin karşılanmamasının ardından TL varlıklar bu karara satış yönünde tepki verdi. Ancak verilen ilk tepkinin ardından önümüzdeki dönemde, TCMB’nin politika faiz oranını sabit bırakmasından çok, ortalama fonlama faiz oranındaki yükseliş ile beraber likidite koşullarında ek sıkılaşma ön plana çıkabilir. Buna paralel yurtiçi piyasalarda azalan volatilite ile birlikte yeniden küresel piyasalara paralel seyir görebiliriz. BIST 100 Endeksi’ne bakıldığında, kısa vadeli yükselen trend desteği 1195 seviyesinde bulunuyor. Dolayısıyla da endeksin bu seviye üzerinde kalabilmesi kısa vadeli görünümü açısından önemli. 1203 direncinin üzeri yukarı tepkinin devamı adına izlenebilir.
ABD Hazine Bakanı’nın yeni bir korona virüs ekonomik yardım paketi konusunda anlaşmaya uzak olduklarını ve seçimlerden önce bir anlaşmaya ulaşmanın zor olacağını açıklaması mali teşviğe yönelik beklentilerin azalmasına neden oldu. Diğer yandan Avrupa’da salgın nedeniyle alınan bazı kısıtlama kararları ve bu durumun ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilemesine yönelik endişeler ile küresel risk iştahı zayıfladı. Özellikle de Avrupa borsalarında kısa vadeli yükselen trendler aşağı kırılmış durumda.
Euro Stoxx (Euro Bölgesi hisse senedi endeksi)
Paris ve Fransa’da birçok şehirde salgın nedeniyle belirli saatlerde sokağa çıkma yasağı uygulanacak iken, Londra’da Cumartesi gününden itibaren daha sıkı karantina önlemlerinin alınması planlanıyor. Hatırlanacağı üzere pandeminin başlarında dünyada topyekün bir şekilde uygulanan kısıtlama önlemleri ülkelerin ekonomik verilerinde sert düşüşe neden olmuş ve daha sonrasında normalleşme adımları ile birlikte ekonomiler toparlanma sürece içerisine girmişti. Avrupa açısından bakacak olursak, önümüzdeki dönemde salgının artış hızının azalması ve buna paralel son kısıtlamaların gevşetilmesi bölge ekonomilerinin, yeniden belirgin şekilde olumsuz etkilenmemesi açısından önem taşıyor. Diğer yandan son alınan tedbirlerin ekonomiye yansımaları önümüzdeki dönemde Avrupa piyasalarının gidişatında etkili olacaktır.
Öte yandan ABD’de seçimlere iki haftalık bir süreç kalmışken, Demokratların ve Cumhuriyetçilerin mali paket konusunda anlaşma sağlaması tarafların yaklaşımı nedeniyle bu aşamada zor gözüküyor. Buna paralel seçimlere kadar ABD ve dolayısıyla da küresel piyasalarda bu durumdan kaynaklı olarak zaman zaman aşağı yönlü baskı görebiliriz. Dolayısıyla da hem Avrupa hem de ABD’de yaşanan gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda, kısa vadede risk alma iştahı görece düşük kalabilir. İçeriye bakıldığında ise, teknik olarak BIST 100 Endeksi’nin 1173 desteğinin üzerinde kalabilmesi kısa vadeli olumlu görünümünü açısından takip edilebilir. 1185 seviyesi ise direnç olarak korunuyor.
ABD Başkanı Trump’tan karışık açıklamalar gelmeye devam ediyor. Hafta içinde 2,4 trilyon dolarlık teşvik paketi müzakerelerini durdurma kararı alan Trump, bu paket ile ilgili olarak demokratların yönetimindeki eyaletleri kurtarmak için teşvik istediğini ve bunun korona virüs ile hiçbir alakası olmadığını belirtmişti. Trump bir gün sonra ise, Kongre’ye korona virüsten zarar gören sektörler, küçük işletmeler ve tüketicilere destek olacak küçük ölçekli bir yardım paketi hazırlama çağrısında bulundu.
Fed dün akşam yayımladığı toplantı tutanaklarında ilave politika eylemi olmadan, ekonomideki toparlanma hızının daha düşük olabileceğini belirtti. Mart ayından bu yana genişlemeci yönde ilave adımlar atarken, Fed para politikasının mali politika ile desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. Bu bağlamda demokratların hedeflediği 2,4 trilyon dolarlık teşvik paketi ekonominin geneli üzerinde daha destekleyici görünüyor. Seçimlerde Kongre’de demokratların kontrolü sağlaması ve bu paketin geçmesi halinde bu durum ülke ekonomisinin diğer kanaldan da desteklenmesi adına küresel piyasalar tarafından olumlu algılanabilir. Ancak anketlere göre Trump’ın karşısında şu anda daha önde görünen Demokrat başkan adayı Biden, hafta içerisinde askeri tehditleri bırakması ve diplomasi için alan yaratması konusunda Trump’ın Türkiye'ye baskı yapması yönünde açıklamalarda bulundu. Dolayısıyla da Biden’ın Türkiye’ye yönelik olumsuz söylemlerinin ardından ABD seçim sonuçlarının ülkemiz için önemi daha da artırmış durumda. Biden’ın açıklamalarının yanında , S-400 konusunda bazı ABD’li senatörlerin Türkiye’ye yönelik yaptırım çağrısında bulunması gibi gelişmelerle artan jeopolitik endişelere bağlı olarak ülke risk primi yükseldi. Ancak TL’de artan volatiliteye karşın, BIST 100 Endeksi’nin dirençli yapısını koruduğunu ve satışların destek seviyelerine doğru karşılandığını görüyoruz. Endeksin aşağı yönlü hareketlerde yeniden tepki çabasında olmasını ve destek bulmasını olumlu olarak değerlendiriyoruz. Teknik olarak bakıldığında; endekste 1153’ün üzeri yukarı yönlü hareketin yeniden 1162 ve 1173 dirençlerine devamı için öne çıkıyor. 1142’nin altında 1130 ise ikincil destek olup, bu seviye üzerinde kısa vadeli olumlu görünüm korunuyor olacak.
Borsa İstanbul, Pay Piyasası’nın yapısını sadeleştirmek ve işlem gören paylarda derinliğin artırılması amacıyla bugünden itibaren geçerli olmak üzere, yeni pazar yapısı uygulamasını devreye aldı. Bu kapsamda Pay Piyasası’nda pazar yapılanması, pazarlardaki işlem görme esasları, pazarlar arası geçiş kriterleri ile kota alma şartlarında bazı değişiklikler yaptı. Pazarlar ile ilgili yapılan değişikliklere değinecek olursak; Yıldız Pazar Grup 1 - Grup 2 ve Ana Pazar Grup 1 - Grup 2 şeklindeki ikişerli ayrım kaldırılmış, bunun yerine Yıldız Pazar’daki gruplar Yıldız Pazar çatısı altında birleştirilirken, Ana Pazar Grup 1, Ana Pazar, Ana Pazar Grup 2 ise Alt Pazar olarak değiştirilmiştir. Gelişen İşletmeler Pazarı ise Alt Pazar ile birleştirilmiştir. Yapılan en önemli değişikliklerden biri Alt Pazar’da gerçekleştirilmiştir. Alt Pazar’da yer alan paylarda derinliğin ve likiditenin sınırlı olabileceği ve buna paralel aşağı ve yukarı yönlü sert fiyat hareketlerin gerçekleşme ihtimali göz önünde bulundurulduğunda; Alt Pazar’daki hisse senetlerinde açığa satış ve kredili işlem yapılamayacak olmasını küçük yatırımcıyı korumak adına olumlu buluyoruz. Açığa satış ve kredili işlemler sadece Yıldız Pazar ve Ana Pazar’da yer alan likiditenin ve derinliğin daha yüksek olduğu hisselerde gerçekleştiriliyor olacak. Diğer yandan Alt Pazar’da sürekli şekilde brüt takas uygulaması bulunurken, günlük fiyat marjı %10’da, devre kesici tetikleme oranı %5’de olacak. Yurtiçi hisse senedi piyasalarımıza olan ilginin arttığını ve buna paralel yılın başından bu yana yaklaşık 500 bin yeni yatırımcının geldiğini göz önünde bulundurduğumuzda, sadeleşme adımı kapsamında pazarlarda yapılan değişikliklerin, Alt Pazar uygulamasının ve alınan diğer önlemlerin küçük yatırımcıları korumak adına faydalı ve yerinde olduğunu düşünüyoruz.
Hisse senedi piyasalarımıza ilgi devam ederken, teknik olarak BIST 100 Endeksi’nde 1118-1130 bandının yukarı tamamlanması ile güçlenen kısa vadeli görünüm korunuyor. Yükselen trendde hareket eden endekste 1153 seviyesinin kalıcı olarak aşılması halinde 1162 ve 1171 dirençlerine yönelim görebiliriz. 1142 ilk etapta destek olup, 1130 ana desteği üzerinde kısa vadeli görünüm güçlü kalmaya devam edecek.
TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) sürpriz bir kararla politika faiz oranını %8,25’ten 200 baz puan artışla %10,25 seviyesine yükseltti. Politika faizinde değişim beklenmezken, geç likidite penceresi faiz oranında artırım yapılacağına yönelik beklentiler mevcut idi. TCMB’nin beklentilerin aksine bu yönde karar alması piyasalar tarafından olumlu karşılanırken; TL toparlanma, BIST ise yükselme eğilimi gösterdi. TCMB toplantı metninde faiz artırım kararı için enflasyondaki risklere vurgu yaptı. Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla Ağustos ayından itibaren atılan sıkılaştırma adımlarının güçlendirilmesi gerektiğini değerlendirdiklerini ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla bu doğrultuda karar aldıklarını açıkladı. Önümüzdeki günlerde fonlamanın kompozisyonuna göre, TCMB ortalama fonlama maliyetinin hangi seviyelerde oluşacağı önemli olacak.
TCMB’nin kararları sonrasında TL’nin seyrine bakıldığında; pozitif ayrışma yaşansa da, azalan küresel risk iştahı nedeniyle gelişmekte olan ülke para birimlerindeki son dönemdeki kırılganlık TL’deki toparlanma eğilimini sınırlıyor. Özellikle de Fed’in ekonomik tahminlerini kötüleştirmesi sonrasında düşen risk iştahına bağlı olarak dolara olan talep, son dönemde bazı komite üyelerinin nispeten şahin tondaki açıklamaları ile devam ediyor. Buna paralel dolar endeksinde yaklaşık olarak haftalık bazda yaşanan yükseliş ile gelişmekte olan ülke para birimleri değer kaybetme eğilimi gösteriyor.
İçeride ise; son dönemde döviz kurlarında yaşanan bu yükselişin genel olarak bu ülke kurlarına benzer harekette gerçekleştiğini söyleyebiliriz. TCMB’nin faiz artırım yönündeki adımını fiyat ve finansal istikrara yönelik risklerin azalması adına olumlu buluyoruz. Önümüzdeki dönemde TL’nin seyri ise daha çok benzer para birimlerinin hareketine bağlı olacak. Ancak sıkılaştırma yönünde atılan adım sonrasında diğer gelişmekte olan ülke para birimlerindeki olası değer kayıplarının ardından TL’nin daha sınırlı olumsuz tepki verdiğini görebiliriz. BIST 100 Endeksi’nde ise sıkışma formasyonu direnci 1118 seviyesinin üzeri kısa vadeli görünümün güçlenmesi adına önemli. Bu seviyenin üzerinde endekste banka hisseleri öncülüğünde 1130 direncine doğru yükselişin devam ettiğini görebiliriz.