QNB Invest Odak İrem Dışpınar

İrem Dışpınar 12 Şubat Cuma
QNB Invest Odak •
Büyümelerin toparlanması olumlu havanın devamı için önemli

Pandemi nedeniyle alınan kısıtlayıcı önlemler ile geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğinde sert şekilde daralan küresel ekonomiler, bu önlemlerin hafifletilmesi ile sonraki çeyreklerde genel itibariyle toparlandı. Aşağıdaki grafikte görüleceği üzere 2020’nin ikinci çeyreğinde yıllık bazda %31,7 oranında küçülen ABD ekonomisi, Fed’in ek parasal gevşeme adımlarının etkileri, ekonominin daha fazla açılması gibi faktörler ile üçüncü çeyrekte yıllık bazda %33,4 oranında büyüdü. Çin’de de genel itibariyle büyüme eğilimi korunurken, Euro Bölgesi ekonomisi için aynı şeyi söylemek zor. Pandemi öncesindeki bazı yapısal sorunlar, yüksek borçluluk, Brexit süreci gibi gelişmeler ile aşağı yönlü baskı altında olan bölge ekonomisinde; salgına bağlı olarak ekonominin bir kısmının kapatılması da eklenince olumsuz tablo derinleşti. ECB elindeki para politikası araçları ile ek gevşeme gerçekleştirse de, Avrupa’da  virüste mutasyon endişeleri, bazı kısıtlama önlemlerinin devamı, geçmişten gelen sorunlar ekonomiyi negatif etkilemeye devam ediyor.




Bu yılın geneline bakıldığında; dünyada özellikle de ABD’de hem para hem de maliye politikaları ekonomileri destekleyici unsur olmaya devam ediyor. Vaka sayılarında arzu edilen düşüşün yaşanması-aşılama programlarının başarılı olması neticesinde, bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren kısıtlama önlemlerinin hafifletilmesi halinde özellikle de Avrupa’da ekonomilerin toparlandığını görebiliriz. Bu durumda hizmet ve ulaşım sektörleri destekleyici unsur olarak öne çıkabilir. Dünyada düşük faizli para politikası eğilimi sürerken, ABD’de yeni başkanlık dönemi ile beraber ekonomik teşvik paketi beklentileri hali hazırda küresel piyasaları desteklemeye devam ediyor. Önümüzdeki dönemde vaka sayılarındaki azalış, ekonomilerin açılması gibi gelişmelerin yaşanması, bu yıl piyasalarda mevcut olumlu havanın devamını sağlayacaktır. Ancak bu durumu tersine çevirecek ne olabilir diye düşünüldüğünde; Fed’in normalleşme sürecine beklentilerden erken başlaması olabilir. ABD ekonomisinin beklentilerin üzerinde toparlanması, enflasyonun ise Fed’in hedef seviyelerine ulaşması halinde bu gelişmeler piyasalarda satış dalgası için risk unsuru olarak değerlendirilebilir. Ancak mevcut durumda bu senaryonun şu an için ön planda olmadığını söyleyebiliriz.

İkon-ok
İrem Dışpınar 4 Şubat Perşembe
QNB Invest Odak •
TL görece olumlu performans gösteriyor

Aşı konusundaki olumlu gelişmeler, ABD’de başkanlık yarışını Demokrat’ların kazanması, ekonomik teşvik paketinin açıklanması gibi gelişmelerin etkisiyle küresel piyasalardaki geçtiğimiz yılın son çeyreğindeki olumlu hava genel olarak korunuyor. Gelişmekte olan ülke piyasalarına giriş yaşanırken, yılın son çeyreğinde yabancıların yeniden TL varlıklara olan ilgisinin arttığını görüyoruz. Bu durumun TCMB’nin enflasyon ile mücadele kapsamında son aylarda almış olduğu sıkılaştırıcı önlemlerden/faiz artırım kararlarından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Küresel risk iştahındaki olumlu seyrin desteği devam ederken, TCMB’nin haftalık yayımladığı yurtdışı yerleşiklerin DİBS ve hisse senedi net hareketlerine bakacak olursak; Kasım ayının ortasından bu yana faiz artırımlarının gerçekleşmesine paralel hisse senedi piyasalarımıza 1,3 milyar dolar, DİBS’e ise 3,5 milyar dolarlık giriş gerçekleşti. Geçtiğimiz yılın üçüncü çeyreğinde belirgin değer kaybı gösteren TL ise, yabancı sermaye akımları, TCMB’den faiz artırım beklentileri ile son dönemde değer kazanırken, gelişmekte olan ülke para birimlerine göre olumlu performans gösteriyor. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, Kasım ayının ortasından bu yana TL dolar karşısında %12 değer kazancı ile olumlu seyir izledi. AB ile yaptırım konusunda yaşanan yapıcı gelişmeler de TL’nin performansına destek sağladı.



TL’deki son değer kazancına rağmen yıllık enflasyon %15 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Küresel gıda,  işlenmiş ara malı fiyatlarında artış trendi devam ederken, bu durum enflasyonda yukarı yönlü baskıya neden oluyor. Nisan ayına kadar enflasyonda artış trendi sürebilir. Buna paralel TCMB’nin bu ayki toplantısında faiz artırımı gerçekleştirmesi ve sıkı para politikasının devamına yönelik söylemine vurgu yapması TL’yi savunmaya devam edebilir. USD/TL’de 7,09 desteğinin aşağı kırılması geri çekilmenin devamı adına takip edilebilir.


İkon-ok
İrem Dışpınar 27 Ocak Çarşamba
QNB Invest Odak •
Fed’den karar değişikliği beklenmiyor...

Bu akşam (22:00) toplantı kararlarını açıklayacak olan Fed’in  %0-%0,25 olan politika faizi bandında bir değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Başkan Powell’ın gerçekleştireceği basın toplantısında (22:30) önümüzdeki dönem için para politikasına ilişkin yapacağı yönlendirme ve ekonomiye yönelik vereceği mesajlar takip edilecek.

 

Pandemi dolayısıyla alınan kısıtlayıcı önlemler talepte azalmaya neden olurken, ekonomik görünümüne yönelik belirsizlik yüksek kalmaya devam ediyor. Bu durum da ABD’de hem parasal hem de mali yönden ekonominin desteklenmesi gerekliliğini oluşturuyor. Son dönemde aşı konusunda ilerleme sağlanması olumlu; ancak aşıların üretimi, dağıtımı konusunda belirsizlikler devam ediyor. Öte yandan Avrupa’da virüs mutasyonu kaynaklı kaygılar yüksek iken, önümüzdeki aylar küresel çapta ekonomik açıdan zorlu olmaya devam edecek gibi görünüyor.

 

ABD’de yeni başkan ile beraber mali tarafta 1,9 trilyon dolarlık teşvik paketi açıklanırken, ekonomideki aşağı yönlü riskler ve belirsizlik para politikasının da yanında destekleyici unsur olmasını gerekli kılıyor. Fed varlık alım programı ile bilançodaki genişlemenin finansal koşullara ve ekonomiye destek sağladığını düşünürken, enflasyonun %2’ye yükselene kadar politika faiz aralığının %0,00-%0,25 bandında kalmasının uygun olacağı görüşünde.

 

Sonuç olarak; ekonomide belirgin bir toparlanma sağlanmadığı takdirde Fed’in daha sıkı para duruşuna hazırlık için öncesinde sözlü yönlendirme gerçekleştirmesini beklemeyiz. Halihazırda bilançosunu genişletmeyi sürdüren Fed’in pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle elindeki para politikası araçlarını kullanmaya devam edeceğini ve gevşemeci para politikasına yönelik söylemi ile güvercinvari duruşunu koruyacağını düşünüyoruz. Bu yöndeki söylemin korunması/mesajların verilmesi halinde belirgin bir piyasa etkisi beklemeyiz.



İkon-ok
İrem Dışpınar 21 Ocak Perşembe
QNB Invest Odak •
ECB'nin faiz oranlarında değişikliğe gitmesi beklenmiyor...

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz oranlarında bir değişikliğe gitmesi beklenmiyor. ECB  Aralık ayı toplantısında 1,35 trilyon euro büyüklüğündeki pandemi tahvil alım programını 1,85 trilyon euroya genişletmiş ve  süresini 9 ay ile Mart 2022'ye uzatmıştı. ECB’nin geçtiğimiz ayki bu ek gevşeme adımlarının önümüzdeki dönemde ekonomiye olan etkilerini/yansımalarını takip edeceğini düşündüğümüzden, bu toplantıda piyasa beklentilerine paralel beklemede kalacağını tahmin ediyoruz.

 

Avrupa’da kısıtlama önlemleri ekonomilerde yavaşlamaya neden olurken, bölgede iktisadi faaliyetlere yönelik belirsizlik yüksek seyrediyor. Özellikle de hizmet sektörü bu durumdan daha olumsuz etkileniyor. Alınan önlemlerle birlikte azalan kapasite kullanım oranına paralel bölge ekonomisinin yavaşlaması bekleniyor. ECB pandemiden çıkışta da ekonomik toparlanmanın engebeli olacağı ve dezenflasyonist baskıların güçlü ve uzun süreli olabileceği görüşünde.

 

Son toplantıdan bu yana  kısıtlamaların devamının ekonomiye olumsuz etkileri, güçlenen euronun enflasyona negatif yansıması gibi gelişmeler mevcut. ECB, enflasyonda aşağı yönlü baskıya neden olmasından dolayı güçlü eurodan rahatsız iken, bölgede yıllık enflasyon beş aydır ekside, dört aydır ise -%0,3 seviyesinde bulunmaktadır. Enflasyon  mevcut ekonomik görünüme paralel bu yılın ilk aylarında negatif tarafta kalmayı sürdürebilir.



 

Sonuç olarak;  ECB bu toplantıda genişleme kararı almasa bile gerektiğinde ek gevşeme adımları atabileceklerine yönelik mesaj verileceğini düşünüyoruz. Öte yandan maliye politikasının da temel rol oynaması gerektiği yönündeki görüşünü tekrarlayabilir. ECB’nin para politikasında bir değişikliğe gitmesi beklenmediğinden, toplantının belirgin bir piyasa etkisi yaratmasını beklemeyiz.

İkon-ok
İrem Dışpınar 14 Ocak Perşembe
QNB Invest Odak •
TL varlıklara yabancı girişi yaşanıyor

Aşı konusundaki olumlu gelişmeler, ABD’de başkanlık yarışını Demokrat’ların kazanması, ekonomik teşvik paketinin açıklanması gibi gelişmelerin de etkisiyle geçtiğimiz yılı zirve seviyelerde tamamlayan küresel borsalarda yeni yılda da güçlü görünüm korunuyor. Mart ayından bu yana küresel borsalara paralel yükselen trendde hareket eden BIST 100 Endeksi ise 2020’de %29 oranında getiri sağladı. Özellikle de Ekim ayının sonu itibariyle oluşan yükseliş hareketinin büyük ölçüde içeriye yabancı yatırımcı girişinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.


 

TCMB’nin haftalık yayımladığı verilerden olan yurtdışı yerleşiklerin DİBS ve hisse senedi net hareketlerine bakacak olursak; 2020 yılında yabancılar DİBS’te yaklaşık olarak 4,5 milyar dolar, hisse senedi piyasalarımızda ise 4 milyar dolarlık pozisyon azalttı. Bu da bize endeksteki %29’luk değer kazancının yerli yatırımcıların öncülüğünde gerçekleştiğini gösteriyor. Ancak yılın son çeyreğinde yabancıların yeniden TL varlıklara olan ilgisinin arttığını görüyoruz. BIST 100 Endeksi yükselen takoz formasyonu şeklindeki oluşum ile son iki buçuk ayda %39 oranında yükselirken, aylık dönemde yabancılar hisse senedi piyasalarımızda 1,7 milyar dolarlık net giriş gerçekleştirdi. DİBS’teki yabancı pozisyonun da etkisiyle TL ise dolar karşısında %12 oranında toparlandı. Küresel risk iştahındaki olumlu seyrin desteği devam ederken, yabancıların TL varlıklara olan ilgisindeki artışın TCMB’nin enflasyon ile mücadele kapsamında almış olduğu sıkılaştırıcı önlemlerden de kaynaklandığını söyleyebiliriz.



Yabancı yatırımcıların hisse senedi piyasalarımızdaki 2020’nin ilk üç çeyreğindeki 5,7 milyar dolarlık pozisyon azaltımına rağmen yerli yatırımcılar ile yükselen BIST 100 Endeksi’nin son aylarda yabancı girişi ile desteklenmesini olumlu buluyoruz. Özellikle de yabancı ilgisinin devamı endeksteki genel olarak iyimserliğin ve yükselişin eğiliminin korunması adına önemli. Ancak yaşanan belirgin yükselişin ardından endekste ara ara kâr satışlarının geldiğini görebiliriz ki, ara düzeltmelerin gelmesi yükseliş eğiliminin daha sağlıklı devamı adına olumlu olduğu görüşündeyiz.

İkon-ok
İrem Dışpınar 31 Aralık Perşembe
QNB Invest Odak •
Küresel borsalar yılı zirve seviyelerde kapatıyor

Covid-19’un damga vurduğu senede küresel piyasalar açısından oldukça dalgalı/hareketli bir yılı geride bırakıyoruz. ABD-Çin ticaret anlaşması, düşük global faiz oranları ve büyüme oranlarındaki artış ile yılın başlarında olumlu seyir izleyen küresel piyasalar, devamında salgın vakalarının ortaya çıkması ve hızla yayılması ile sert satış baskısı altında kaldı. Mart ayının ortalarında dipleri bulan global piyasalar majör merkez bankalarının olağan ve olağan dışı toplantılarla gerçekleştirdikleri faiz indirimleri, açıkladıkları varlık alım programlar ile toparlanma eğilimi içerisine girdi. Sosyal kısıtlamalar büyümeler üzerinde baskıya-ekonomik daralmaya neden olurken, bir yandan merkez bankalarının attığı genişlemeci adımlar, diğer yandan mali taraftan hükümetlerin açıkladığı teşvik paketleri piyasalara olumlu yansıdı. En kötünün geride kaldığı dönem olan Mart ayından bu yana küresel borsalar yükselen trendde hareket ederken, aşı konusundaki olumlu gelişmeler, ABD’de teşvik paketinin açıklanması-bu taraftan daha da destek beklentileri ile tarihi zirve seviyelerde yılı kapatmaya hazırlanıyor. Yurtdışı borsalardaki olumlu seyrin yanı sıra TCMB’nin fiyat istikrarını sağlamak adına son aylarda gerçekleştirdiği faiz artırımlarının olumlu etkileri BIST 100 Endeksi’nde yeni rekorları beraberinde getirdi.

 

2020 yılı içerisinde gelişmekte olan ülke piyasalarının performansını değerlendirecek olursak; yerel para cinsinden BIST 100 Endeksi’nin en yüksek getiriyi sağlayan borsaların başında geldiğini söyleyebiliriz. TL’de son dönemde yaşanan toparlanma endeksin performansına olumlu yansıdı.


Enflasyondaki artış, ülke risk primindeki yükseliş gibi nedenler yıl içerisinde TL’de baskının yaşanmasına neden oldu. Buna paralel TL dolar karşısında en fazla değer kaybeden  gelişmekte olan ülke para birimleri arasında yer alıyor.


2021 yılında beklentilerimize değinecek olursak; aşının dağıtılmasının ve uygulanmasının olumlu etkilerinin yanı sıra Ocak ayının ortasında göreve gelecek olan yeni ABD Başkanı Biden ile beraber yıl genelinde mali taraftan daha fazla destek adımları görebiliriz. Global faiz oranları düşük seyrederken, getiri arayışı ile gelişmekte olan ülke varlıklarına fon girişi yaşanabilir. Bu durumda; yaşanan değer kaybının ardından TL’de, TCMB’nin para politikasının olumlu yansımasının da etkisiyle toparlanma çabası görebiliriz. Özellikle de yeni yılda tatil etkisinin geçip, yabancı katılımının artması TCMB’nin son adımlarını daha çok değerlendirilmesini sağlayabilir. Bu durumda TL’deki toparlanmanın ve endekste yeni zirvelerin devamını görebiliriz.  

İkon-ok
Back to Top