Euro Bölgesi’nde yıllık enflasyon büyük ölçüde enerji fiyatlarında yaşanan toparlanmanın etkisiyle Ocak’ta %1,1’den %1,8 seviyesine yükselirken, bölgede fiyatlar genel düzeyinde yaşanan artış Euro’nun değer kazanmasında da etkili oluyor.
Petrol fiyatları Kasım 2016 ortasından bu yana yaklaşık olarak %24 oranında artarken, küresel çapta enflasyon oranları büyük ölçüde enerji kaleminden kaynaklı olmak üzere yükseliyor ve enflasyon beklentileri de yukarı geliyor. Ancak bu eğilim gelişmekte olan ülkelerde gelişmişlere görece daha belirgin gerçekleşiyor.
Euro Bölgesi’nde yıllık enflasyon on aydır yukarı yönlü bir eğilim sergiliyor; bölgede manşet enflasyon özellikle de uzun bir aradan sonra Aralık ayında eksiden artıya geçen ve Ocak’ta %8,1 olan yıllık enerji enflasyonunun etkisiyle son dört yılın en yüksek seviyelerine yöneldi. Buna ek olarak toplam talepte yaşanan toparlanma da enflasyonun yükselmesinde (sanayi malları enflasyonu yükseldi) etkili oldu. Böylece Euro Bölgesi yıllık enflasyonu %1,8 ile ECB’nin %2 olan hedefine neredeyse ulaşmış oldu.
Aşağıdaki grafikte bölgede son dönemde 5 yıl vadeli 5 yıllık enflasyona endeksli swap faiz oranı ile EUR/USD’nin beraber yukarı geldiği görülüyor.
Ancak paritenin yükselmesinde Trump’ın seçim kampanyası döneminde yoğun olarak vaatte bulunduğu genişlemeci maliye politikasına, son dönemde yaptığı açıklamalarda piyasa beklentilerini karşılayacak kadar ağırlık vermemesi de etkili oldu.
Sonuç olarak; küresel büyümede yaşanan toparlanma ve enflasyon oranlarında yaşanan artış negatif faiz döneminin geride kaldığına işaret ediyor. Küresel enflasyondaki yükseliş faizlerde yukarı yönlü baskıya neden olabilir. Tahvil alım programının süresini 2017 yılı sonuna kadar uzatan ECB, Euro Bölgesi’nde enflasyon oranının hedefine yaklaşmasıyla birlikte önümüzdeki dönem açıklamalarında daha temkinli ve şahinvari bir duruş sergileyebilir. Bu durum ise gelişmekte olan ülke piyasalarında kar satışlarını getirebilir.