Değerli Yatırımcımız,
17 Kasım 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 19. maddesi ile; döviz, kıymetli madenler ve Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen diğer varlıklar üzerine yapılan kaldıraçlı işlemlere ilişkin sözleşmelerden elde edilen kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67. maddesi kapsamında stopaj kapsamına alınmıştır. Söz konusu hüküm 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere Kanun’un yayımı tarihi olan 17 Kasım 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve böylelikle elde edilen gelirlerden stopaj ödeme yükümlülüğü getirilmiştir.
Buna göre;
1. Müşterilerin, 1 Ocak 2021 sonrası, 31 Aralık tarihi için hesaplanan ürün bazındaki pozisyonların yönüne ters yönde yeni bir işlem gerçekleştirildiğinde, kapanan pozisyonlara stopaj kesintisi hesaplanacaktır. Ters yönde gerçekleştirilen alış veya satış işlemi pozisyon kapatma ya da yeni bir pozisyon açma olabilmektedir.
2. 31/12/2020 öncesindeki açık pozisyonların, açılış tarihlerinden bir iş günü önceki TCMB döviz alış kuruna göre Türk Lirası değerleri hesaplanarak ürün bazlı maliyet olarak alınacaktır.
3. Vergilendirmede ilk giren ilk çıkar mantığı esas alınacaktır. (FİFO)
4. Vergi matrahı hesaplanırken kapanan pozisyonlardan doğan taşıma maliyetleri de kapandığı tarihten bir önceki işgünü TCMB döviz alış kuruna göre Türk lirasına dönerek, hesaplamaya dahil edilecektir.
5. Bir önceki dönemde kar ile sonuçlanan işlemler sebebiyle ödenen ve cari dönem içerisinde oluşan zarar sonucunda mahsup edilebilecek stopaj kesintisi oluşması durumunda, aynı takvim yılı içerisinde birbirini izleyen çeyrek dönemler içinde mahsup edilecektir.
6. Müşteri bakiyesi, stopaj kesintisi nedeniyle 50.000 TL altına düşerse, müşteriler pozisyon açmaya devam edebilecektir.
7. Geçici 67. Madde kapsamında, aynı tür menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı işlemleriyle ilgili olarak yapılan ürün bazlı sınıflandırmaya göre; yalnızca dövize veya kıymetli madenlere veya hisse senetleri ya da hisse senedi endeksi gibi Fark Kontratlarına (CFD) dayanmayan diğer bütün ürünler (pariteler, altın gümüş, petrol, bakır vs.) “Diğer Sermaye Piyasası Araçları” sınıfı kapsamında değerlendirilmektedir. Hisse senetleri veya hisse senedi endeksine dayanan Fark Kontratları (CFD) ise (DOW, DAX, NASDAQ, SP500) “Değişken getirili Menkul Kıymetler” sınıfı kapsamında değerlendirilmektedir. Aynı tür menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı işlemleriyle ilgili olarak ortaya çıkan ve bir takvim yılı aşılmamak kaydıyla izleyen üçer aylık dönemlere devri öngörülen zararların mahsubu kapsamında, “Diğer Sermaye Piyasası Araçları” kapsamında yer alan ürünlere ilişkin işlemler sonucunda oluşan kar-zarar tutarları mahsup edilebilecektir. (Örneğin, dövize veya kıymetli madenlere dayalı kaldıraçlı işlemler sonucunda elde edilen zarar tutarı ile, “Diğer Sermaye Piyasası Araçları” kapsamında sınıflandırılan dövize veya kıymetli madenlere dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden elde edilen kazanç tutarı, yukarıda belirtilen dönem kriterine uygun olarak mahsuplaşmaya konu olacaktır.)
8. Müşteriler, hesap portföyünde TL olarak stopaj kesintisini görüntüleyebilecektir.
9. Aynı gün içinde yapılan alım-satım işlemlerinde ağırlıklı ortalama fiyat bilgisi dikkate alınabilecek, ancak tevkifat matrahı ilk giren ilk çıkar yöntemine göre belirlenecektir.
Vergi hesaplaması için bir örnek verecek olursak; bir müşterinin farklı tarihlerde SPX500 ürününde açmış olduğu alış ve satış pozisyonları olsun.
• 1 Kasım tarihinde 3500 seviyesinden 1 lot satış, 1 Aralık tarihinde 3600 seviyesinden 1 lot satış ve 15 Aralık tarihinde 3700 seviyesinden 1 lot alış yapmış olsun. Netleştirme neticesinde 31.12.2020 kapanış itibariyle müşterinin elinde 3600 fiyat seviyesinden 1 lot satış kalmıştır. 1 Aralık tarihinin bir önceki işgünü olan 30 Kasım tarihinin TCMB döviz alış kurunun 7 lira olduğunu varsayarsak, müşterinin pozisyon maliyeti 2.808.000 TL’dir. (3600*7.80*100)
• Şimdi bu müşterinin 1 Şubat tarihinde 1 lot 3650 fiyattan alış yaptığını düşünelim. Müşteri alış ve satış aynı anda iki farklı pozisyon taşımasına rağmen, vergisel boyutta bu alış vergi matrahına konu olacaktır. 31 Ocak tarihinde TCMB döviz alış kurunun 8 lira olduğunu varsayalım. Bu pozisyonun maliyeti de 2.920.000 TL’dir. Görüleceği üzere ürün fiyatı üzerinden hesaplama yapıldığından dolar bazında zararda olan bir müşteri, TL’ye dönüş olduğunda 112.000 TL kar elde etmiştir. Böylece bu pozisyondan doğan vergi, matrahın %10’u olan 11.200 TL’dir. (swap maliyetleri hesaplamaya dahil edilmemiştir. )