TCMB PPK Kararı Değerlendirmemiz

TCMB PPK, politika faizi olan 1 haftalık repo faizini 100 baz puan indirerek, %15’ten %14’e düşürdü. Karar öncesinde, her ne kadar bizler TCMB’nin pas geçebileceğini değerlendirsek de, piyasa 100 baz puanlık faiz indirimi beklentisi konusunda mutabık görünüyordu. Böylece, TCMB Eylül PPK toplantısından itibaren politika faizini toplamda 500 baz puan düşürmüş oldu.

Aslında bakıldığında, TCMB, bir önceki karar metninde net bir şekilde Aralık’ta ilave faiz indirimini değerlendirebileceğini ifade etmişti. Karar metninde yer alan ifade tam olarak ise şöyleydi: “Kurul, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesini beklemektedir. Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını Aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir.”

Bugünkü karar metninde ise geçen ay belirttiği şekilde ‘Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir.’

Uzun süredir karar metinlerinde yer alan enflasyon değerlendirmesi ise metinden çıkarılmış: “Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir.” Bu cümlenin yerine ise ‘Enflasyonda Kasım ayında gözlenen yükselişte; döviz kuru gelişmeleri, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır’ cümlesi eklenmiş.

TCMB, geçtiğimiz karar metninde ticari kredi arzı gelişmeleri konusunda ise faiz indirimlerinin etkisini göstermeye başladığını vurguladığını gözlemlemiştik. Bir önceki karar metninde yer alan “para politikası duruşunda yapılan güncellemenin ticari krediler üzerinde olumlu etkileri görülmeye başlamıştır” cümlesi bugünkü metinde yer almıyor.

Belki de metine yapılan en önemli eklemenin TCMB’nin önümüzdeki yılın ilk çeyreğine ilişkin yaptığı yönlendirme olmuş: ‘Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.’  TCMB’nin gelecek günlerde bu ifadesinin ne anlama geldiğini daha detaylı olarak değerlendireceğini düşünüyoruz. Keza, bu ifadeden  TCMB’nin bakış açısından 2022’nin ilk çeyreği sonrası parasal sıkılaştırma mı yoksa gevşemenin mi daha olası olduğu anlaşılmıyor.  

Öte yandan, TCMB uzun süredir değindiği “iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiği” gözlemini korumaya devam ediyor. TCMB’nin ticari kredilerde toparlamanın ise devam edeceği görüşünü dikkate alırsak, TCMB,  toplam nihai talebin artış trendine devam etmesinden endişe duymuyor görünmekte.

Önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon görünümüne dair değerlendirmemize gelince ise, son kur ve küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki gelişmeler, nispeten güçlü iç ve dış talep koşulları ve beklenti kanalındaki istikrarlı bozulmayı göz önüne aldığımızda, olumlu baz etkisine rağmen, manşet enflasyonun Aralık’ta %25’in üzerine çıkabileceği yönünde beklentimizi koruyoruz.

Öte yandan, mevcut koşullar altında (%50 civarında asgari ücret zammını da hesaba katarsak), çekirdek enflasyon göstergelerin, önümüzdeki 6 aylık dönemde hızlı bir şekilde yükselebileceğini düşünüyoruz. Bu açıdan politika faizini şu aşamada %14’e düşürülmesi (ve belki Aralık’ta daha da düşecek), reel faiz görünümü oldukça negatif bölgeye çekiyor. Dolayısıyla,2022’de enflasyonda düşüşün epey gecikebileceği kanaatini taşıyoruz.

 

Grafik 1 – Yıllık TÜFE & TCMB Ort. Fonlama Faizi



Back to Top