FOMC Toplantısına Dair Değerlendirmemiz

FED beklendiği gibi para politikası faiz aralığını 25 baz puan arttırarak %5.0-5.25 aralığına yükseltti.

FED dünkü FOMC toplantı ile beraber belirgin bir şekilde faiz artış trendinin sonuna gelindiğinin mesajını verdi . Önceki karar metninde (Mart 2023) yer alan “enflasyonu zaman içinde yüzde 2'ye döndürmek için yeterince kısıtlayıcı bir para politikası duruşu elde etmek için ek politika sıkılaştırması uygun olabilir.” ifadesinin kaldırılması ki basın toplantısında FED başkanı Powell bu konunun altını çizdi FED’in büyük ihtimalle (aksi yönde bir gelişme olmaz ise) faiz artırım sürecinin sonuna geldiği anlamına geliyor. Öte yandan Powell şu eklemeyi de yaptı: "Politikanın yeterince sıkı olduğunu düşünüyorum. Ancak iktisadi koşullar gerektirirse daha fazlasını yapmaya hazırız”.

Powell piyasaların 2023’ten itibaren faiz indirimi beklentisi ile ilgili soruya şu şekilde cevap verdi: “Komitede enflasyonun o kadar hızlı düşmeyeceği görüşünde. Bu koşullar altında, eğer bu tahmin genel olarak doğruysa, faiz oranlarını düşürmek uygun olmaz ve biz de oranları düşürmeyeceğiz”. Bu noktada piyasalar hala bu sabah itibariyle 2023’ün son çeyreğinden itibaren ve 2024 boyunca kademeli ve istikrarlı faiz indirimlerini fiyatlamaya devam ediyor. Son verilere göre piyasalar 2024 sonu itibariyle birikimli yaklaşık 225 baz puan faiz indirimi fiyatlıyor. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi için iktisadi faaliyetlerin sert bir şekilde yavaşlaması ya da gerilemesi ya da işsizlik oranının hızlı bir şekilde artması gerekebilir.

Piyasaların bu kanıyı taşımasının ana sebebinin ise kredi aktarım mekanizmasının 2023’ün ikinci yarısından itibaren sert bir şekilde ekonomiye fren yaptıracağı beklentisi olduğunu değerlendiriyoruz. ABD’de son yaşanan bankacılık türbülansının ve kredi verme iştahı düşen bankalar (FED anketlerine göre) piyasaların bu beklentisini şimdilik destekliyor görünüyor. Bu aşamada piyasaların haklı çıkması (FED’in beklentisinin aksine) için istihdam artış oranının ortalama aylık yaklaşık 100,000 kişiye gerilemesi ve ikinci ve üçüncü çeyrekte negatif GSYH büyümesi görmemiz gerekebilir. Bu verilere paralel enflasyonun en azından 12 aylık vade içerisinde %3’e gerileyeceğine dair hiçbir şüphenin de oluşmamasını bir ön gereklilik olarak değerlendirebiliriz. Makro veriler bu şekilde gelişmediği takdirde piyasaların faiz indirim beklentisi en azından kısa vadede gerçekçi görünmeyebilir.
Back to Top