TCMB'nin verilerine göre, yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stokları 12 Mayıs haftasında önceki haftaya göre piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak net 223 milyon dolar artış gösterdi. Toplam brüt stok ise 43,9 milyar dolardan 44,6 milyar dolara yükseldi.
Aynı dönemde hisse senedinde yabancı payı portföy büyüklüğü açısından %64,70’den %64,74 seviyesine yükseldi. Bu oran son durumda ise %64,79 seviyesinde bulunuyor.
Trump’ın eski FBI başkanından eski Ulusal Güvenlik danışmanına ilişkin soruşturmayı durdurmasını istediğine ve birtakım gizli belgelerin Rusya ile paylaşıldığına yönelik iddialar nedeniyle siyasi endişeler artmış durumda. Buna paralel küresel piyasalar azalan risk alma iştahının etkisiyle satış baskısı altında kaldı. ABD borsaları kısa vadeli yukarı yönlü trendini aşağı tamamlarken, son bir ayın en düşük seviyelerine geri çekildi. Teknik olarak BIST 100 Endeksi’nde 95 binin altında 94 bin destek seviyesi olarak takip edilebilir. Olası yukarı yönlü hareketlerde ise 96.500 direnç olarak öne çıkıyor.
Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stoğu ise piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak net 263 milyon dolar artış gösterdi. Toplam brüt stok ise 28,6 milyar dolardan 28,7 milyar dolar seviyesine yükseldi.
Yabancıların DİBS portföyünün toplam pazar içindeki payı geçen hafta %21 (önceki: %20,8) repo hariç olarak DİBS stoğu içerisindeki yabancı payı ise %19,3 seviyesinde gerçekleşti (Önceki: %19,1)
ABD faizleri güvenli liman algılamaları ile geri çekilirken, 10 yıllık tahvil faizi %2,25’in altı ile son bir ayın en düşük seviyelerine yöneldi. Ancak risk iştahının azalmasından kaynaklı olduğu için bu durumun gelişmekte olan ülke tahvillerinde aşağı yönlü hareketlere neden olmasını beklemeyiz. Öte yandan para birimlerindeki değer kaybı tahvil-bono faizlerinde yükselişe neden olabilir. Kısa vadede gösterge tahvilin bileşik faizinin %11,50’nin üzerinde bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. 10 yıllık tahvil faizi ise TL’deki değer kaybı nedeniyle %10,80 seviyesine yükseliş gösterebilir.
