TCMB'nin verilerine göre, yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stokları 28 Ekim haftasında önceki haftaya göre piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak net 184 milyon dolar artış gösterdi. Toplam brüt stok ise 41,6 milyar dolardan 41,1 milyar dolara geriledi.
Aynı dönemde hisse senedinde yabancı payı portföy büyüklüğü açısından %62,83’ten %63,08 seviyesine yükseldi. Bu oran son durumda ise %63,12 seviyesinde bulunuyor.
Türkiye’nin Güney sınırında devam eden gelişmeler ve buna bağlı olarak artan jeopolitik riskler BIST 100 Endeksi’nde aşağı yönlü hareketlere neden oldu. Bunun yanı sıra ABD Başkanlık seçimleri için yapılan bir ankette Trump’a desteğin, Clinton’ın hafif üzerine yükselmesi küresel piyasalarda satış baskısı yaratıyor. Zaman zaman dirençli bir görünüm sergilese de, TL’nin döviz sepeti karşısında tarihi düşük seviyelerde hareket etmesinin BIST 100 Endeksi’nin olası değer kazanımlarını sınırlayacağını düşünüyoruz. Teknik olarak endekste kısa vadeli görünüm zayıf, olası yükseliş çabaları sınırlı kalabilir. 76.500 destek, 77.50 ise direnç olarak takip edilebilir.
Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stoğu ise piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak net 96 milyon dolar artış gösterdi. Toplam brüt stok ise 34,1 milyar dolardan 33,8 milyar dolara geriledi.
Yabancıların DİBS portföyünün toplam pazar içindeki payı geçen hafta %22,6 (önceki: %22,7), repo hariç olarak DİBS stoğu içerisindeki yabancı payı ise %20,3 seviyesinde gerçekleşti (Önceki: %20,4).
Merkez bankalarına yönelik endişeler nedeniyle son dönemde gelişmiş ve gelişmekte olan ülke tahvil faizleri de yukarı yönlü ataklar gösteriyor. İçeride tahvil-bono faizleri ise buna paralel TL’deki değer kaybının da etkisiyle geçtiğimiz hafta yükseliş eğilimi sergiledi. Dolar kurunda belirgin bir rahatlama olmadığı takdirde tahvil-bono faizlerinde görece yüksek seviyeler korunabilir.