TCMB'nin verilerine göre, yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stoğu 23 Eylül haftasında önceki haftaya göre piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak net 28 milyon dolar azalış gösterdi. Toplam brüt stok ise 41,6 milyar dolardan 43,5 milyar dolara yükseldi.
Aynı dönemde hisse senedinde yabancı payı portföy büyüklüğü açısından %62,51’den %62,61 seviyesine yükseldi. Bu oran son durumda ise %62,56 seviyesinde bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta içinde açıklama yapan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s kredi notunda gözden geçirmenin gelecek ay tamamlanacağını ve Türkiye ekonomisinin darbe girişiminden sonra yaşadığı şokun büyük ölçüde kaybolduğunu bildirmişti. Ancak kuruluş bir hafta önce Cuma akşamı beklenmedik bir şekilde yaptığı açıklama ile Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin bir kademe altına düşürürken, TL ve TL varlıklar satış baskısı ile gelişmekte olan ülke varlıklarından negatif yönde ayrıştı. Endeks devam eden günlerde tepki alımları ile 77.500 direncinin üzerine yükseldi. Ancak endeks USD/TL’nin 3,00’ün üzerine yükselmesi ile yeniden satış baskısı altında ve bu seviyenin altına geri çekildi. Endekste 77.500’ün üzeri yükselişi hareketi için önemli. 76.500 ise destek seviyesi olarak takip edilebilir.
Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stoğu ise piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak net 351 milyon dolar azalış gösterdi. Toplam brüt stok ise 36,9 milyar dolardan 36,7 milyar dolara geriledi.
Yabancıların DİBS portföyünün toplam pazar içindeki payı geçen hafta %23,5 (önceki: %23,3), repo hariç olarak DİBS stoğu içerisindeki yabancı payı ise %21,2 seviyesinde gerçekleşti (Önceki: %21,1).
TCMB’nin para politikası metninde yılın üçüncü çeyreğine dair göstergelerin iktisadi faaliyetin ivme kaybettiğine işaret ettiğini açıklaması ve “sıkı duruş” yerine “temkinli” ifadesine yer vermesi önümüzdeki dönemde faiz ve munzam karşılıklarda indirime devam edeceğine yönelik beklentilere neden oldu. Ancak not indirimi sonrasında Türkiye’nin artan risk primi ve TL’nin değer kaybetmesinin etkisiyle TL faizler yukarı yönlü hareketler sergiledi. Pazartesi içeride açıklanacak olan enflasyonun yıllık bazda gerileme göstereceğine yönelik beklentimiz ve TCMB’den faiz indirimlerinin devamına yönelik öngörüler ile TL faizlerde aşağı yönlü hareketlere neden olabilir.