Haziran Enflasyon Verisi Değerlendirmemiz

Enflasyon (TÜFE) Haziran’da Bloomberg medyan piyasa beklentisi olan %5,7 ve bizim beklentimiz %6,1’in altında aylık bazda %4,95 oranında artış gösterdi. Dolayısıyla yıllık enflasyon %73,5’ten %78,6’ya yükseldi.

Enflasyonda dikkat çeken verilere baktığımızda; Haziran’da mevsimsel etkilerle beraber  taze-sebze fiyatlarının Mayıs’ta %24 oranında düştükten sonra %25 oranında gerilemesi oldu. Böylece, yıllık sebze fiyatları Mayıs’ta %135’ten %118’e geriledikten sonra Haziran’da %82,52’ye düşüş gösterdi. Mevsimsel etkilerden kaynaklandığını düşündüğümüz taze sebze fiyatlarındaki düşüşün Ağustos ayından itibaren tekrar yükselişe geçmesini bekliyoruz.

Öte yandan, işlenmiş gıda ürünleri enflasyonu istikrarlı yükselişine devam etti. Aylık %7,5  yükselerek, yılık %86’dan %96’ya ulaştı. İşlenmiş gıda fiyatlarındaki artışların arkasında ise bazı ürünlerde yurtiçi üretimin talebe yetişmekte zorlanması, üretim faktör maliyetlerindeki artışlar, uluslararası gıda hammadde fiyatlarında döviz bazında artışlar ve döviz kuru hareketlerinin olduğunu değerlendiriyoruz.

Küresel gıda fiyatlarında son 2 yıldır gözlemlenen yüksek fiyat artışı son dönemde gerilemeye başladı. Bu gelişmeyi enflasyon görünümüne riskler açısından olumlu değerlendiriyoruz. Öte yandan, TL cinsinden uluslararası işlenmiş gıda fiyatları ile yurtiçi gıda fiyatları arasındaki makasın kapanmasının uzunca bir süre daha devam edeceğini değerlendiriyoruz.

Enflasyonist baskıların diğer önemli unsurlarından biri ise; hizmet enflasyonundaki artışın devam etmesiydi. Hizmet enflasyonu Kasım 2021’den bu yana birikimli olarak %38,5 oranında artış gösterdi. Karşılaştırmak amacıyla; temel mallar aynı dönemde %53,5 oranında yükselmişti. Hizmetler grubu Haziran’da da %4,0 oranında artış gösterdi.  

Diğer bir deyişle, son aylarda hizmet enflasyonu eğilimi yavaşlamak yerine bu ivmesini devam ettirdi. Bu eğilim artışının arkasında ise özellikle gıda fiyatlarındaki çok hızlı yükselişten etkilenen yeme-içme hizmetleri oldu. Bununla beraber, hizmet kalemlerinde genele yayılan fiyat baskılarının devam ettiğini belirtebiliriz.  Önümüzdeki aylar da özellikle enerji, gıda ve ücret artışlarının hizmetler enflasyonu üzerinde ilave etki yaratmasını bekliyoruz.

Sepet döviz kurunun Mayıs ve Haziran’da birikimli %12 arttığını gözlemlemiştik. Çekirdek enflasyon üzerinde bu etkiyi gözlemliyoruz. Çekirdek mallara baktığımızda ise dayanıklı mallar aylık %3,7, diğer temel mallar ise aylık %3,1 oranında artış gösterdi.  Dayanıklı mallar grubunda yer alan otomobil fiyatlarındaki artışın ise %3,3 ile sınırlı olduğunu gözlemliyoruz. Öte yandan, önümüzdeki aylarda motorlu taşıtlarda fiyat artışlarının hızlanabileceğini değerlendiriyoruz. Bizleri diğer şaşırtan bir durum ise giyim ve ayakkabı grubunda Nisan, Mayıs ve Haziran aylarındaki sınırlı aylık sırasıyla %7,0 ve %4,6 ve %0 artış oldu. Bu durum bu sene sezonda mevsimsellikten arındırılmış giyim fiyatlarının düştüğünü gösteriyor.  İTO verilerine göre giyim fiyatlarındaki artış %29,8 ve %6,9 ve %2,1 olarak gerçekleşmişti. Diğer bir açıdan, ÜFE giyim grubundaki son 1 yıldaki %51 oranındaki yükselişin yaklaşık yarısı yıllık %26 artış gösteren giyim fiyatlarına yansımış durumda. Öte yandan, mevsimsel faktörlerin de etkisiyle Eylül ve Ekim’de  giyim ve ayakkabı fiyatları nispeten güçlü bir artış gösterebilir. 

ÜFE endeksine baktığımızda ise temel mallar ve ÜFE arasındaki makas açılmaya devam ediyor. Haziran’da ÜFE imalat enflasyonu yıllık %120,5’e yükselirken, temel mallar enflasyonu ise %65’te kaldı. Ayrıca, yılın ikinci yarısında ise işçilik ücretlerinde görülebilecek olası %30 civarı bir artış ÜFE ve TÜFE üzerinde ilave baskılara yol açabilir. Bu yılın ilk yarısında ÜFE-TÜFE arasındaki makasın henüz kapanma eğilimine başlamadığı için maliyet kaynaklı fiyat artışlarının hem mal hem de hizmet gruplarında görünmeye devam etmesini bekliyoruz. Ayrıca, enerji fiyatlarına yönelik fiyat artış baskısının yıl boyunca devam edebileceğini değerlendiriyoruz. Pandemi sonrasında hizmet sektörünün kapasite kullanım oranındaki artışla ve sektördeki girdi maliyetlerindeki artışla beraber hizmet enflasyonundaki yüksek seyrin devamı ise şaşırtmayacaktır.

Son görünümle beraber, enflasyonun Eylül’de %90’a ulaşmasını ve Eylül-Kasım döneminde zirve yapmasını bekliyoruz. Öte yandan, yıl sonunda enflasyonun %70’yi bulabileceğini değerlendiriyoruz. Yıllık enflasyonu ve politika faizinin %14 olduğunu göz önüne aldığımızda, 2022’ye ilişkin belirgin bir negatif reel faiz görünümünün korunduğu kanaatindeyiz.


Grafik 1 – Yıllık TÜFE & TCMB Ort. Fonlama Faizi




Back to Top