TCMB'nin verilerine göre, yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki hisse senedi stoğu 5 Ağustos haftasında önceki haftaya göre piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak net 67 milyon dolar azalış gösterdi. Toplam brüt stok ise 40 milyar dolardan 40,5 milyar dolara yükseldi.
Aynı dönemde hisse senedinde yabancı payı portföy büyüklüğü açısından %62,96’dan %62,80 seviyesine geriledi. Bu oran son durumda ise %62,82 seviyesinde bulunuyor.
15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından Türkiye’nin yükselen risk primi ile birlikte yabancıların hisse senedi stoğu azalmaya devam ediyor. Yabancıların endekste yaşanan yükselişlerde satış yönünde pozisyon aldığını görüyoruz. Ancak Rusya-Türkiye ilişkilerinin düzelme sürecine girmesini ve TL munzam karşılıkların indirilmesini BIST’in seyri açısından olumlu buluyoruz. Bu gelişmelerin ardından önümüzdeki dönemde yabancıların BIST’te ne yönde pozisyon alacağı önemli olacak. Teknik olarak BIST 100 Endeksi’nde 78.300’ün üzerinde 79.300 direnç olarak öne çıkıyor. Olası geri çekilmelerde ise 77.500 destek seviyesi olarak takip edilebilir.
Yurtdışında yerleşik kişilerin mülkiyetindeki devlet iç borçlanma senedi (DİBS) stoğu ise piyasa fiyatı değişimi ve kur farkından arındırılmış olarak net 67 milyon dolar artış gösterdi. Toplam brüt stok ise belirgin bir değişim göstermeyerek 34,8 milyar dolardan 34,9 milyar dolara yükseldi.
Yabancıların DİBS portföyünün toplam pazar içindeki payı geçen hafta %22,90 (önceki: %22,83), repo hariç olarak DİBS stoğu içerisindeki yabancı payı ise %20,60 seviyesinde gerçekleşti (Önceki: %20,51).
Darbe girişiminin ardından ilk iki haftada tahvil-bono piyasalarında nette 357 milyon dolar yabancı çıkışının ardından geçtiğimiz hafta sınırlı da olsa giriş gerçekleşti. Diğer yandan ABD 10 yıllık tahvil faizi Fed’in bu yıl kolay kolay faiz artırımına gidemeyeceğine yönelik algılamalar ile kısa vadeli yükselen trendine (%1,5) geri çekildi. ABD 10 yıllık bu seviyenin üzerinde hareketine devam ederken, altına sarkması halinde aşağı yönlü hareketlerin devamı gelebilir. Bu gelişmeye paralel haftanın başından beri GOÜ para birimleri değer kazanırken, tahvil faizleri de gevşeme eğilimi gösterdi. Bu eğilime paralel diğer yandan TCMB’nin TL zorunlu karşılık oranlarını indirmesi içeride tahvil –bono faizlerinde geri çekilmeye neden oldu. Ancak içeride enflasyonun seyrini değerlendirdiğimizde tahvil-bono faizlerinde geri çekilmeler sınırlı kalabilir. Kısa vadede ise gösterge tahvil %9-9,50, 10 yıllık ise %9,50-10 bandında bir seyir izleyebilir.